Sokaklarım Yollarım Sevda Tepe’m Bom Boştu

 

İçimdeki tenha sokakları gezmek istedim, kıvrılmış sokaklarında yollarında gezinerek içimden neler oluyor hangi yollar geçiyor, sokaklarından neler var öğrenmek istedim. Kalpten kalbe uzanan sevda tepelerinde gezinenler var mı diyerek ten heyecanla yürüyüşe çıktım.

 

Yumruk olmuş sözcükler sokaklarda yollarda tepelerde geziniyordu, kim soktu bunu içeriye, cevap yok! Sokaklarım yollarım sevda tepem bom boştu, bu haliyle dolu olacağını beklemek salaklık olurdu. Aylardır bu nedenle huzursuzdum demek ki. Yollarda parçalanmış sevdayı toplamam gerekiyordu, sevda tepesinde birleştirerek birleştiren olması için ona yardım etmeliydim. Talan edilmiş tüm rüyalarımı saklandıkları gölgelerin karanlığından kurtarmalıydım, işim çoktu…

 

İçimdeki pencereden sık sık gökyüzüne bakmamıştım, kabahat bendeydi, pencereyi kapalı tutar üstüne perdeyi çekersen olacağı bu idi. İçerde kıvranarak eriyen beni görmemiştim! Geride kalan kimsesizliğimi kucakladım, aydınlık bir köşeye sonrada sevda tepesine çıkardım. Sevda ile buluşması gerekiyordu. Tertemiz duygularla duyguları körelmiş duygularla sevdayla dokunması gerekiyordu. Denizin mavisini koklamak yerine, kokusunu herkesin içine çekeceği sevda denizine götürerek, içlerine çekerek mavinin güzelliklerinde hayallere daldırması gerekiyordu, sevdasız kalanları…

 

Hayat kısa metrajlı bir filim hiç değildi biliyordum, geriye sarmama imkânı yoktu. Zamanın kıymetini bilmez isem, o zaman zaman hırsız olur her şeyi elimden alırdı, almaması için sahip çıkmam gerekir diye düşündüm, düştüm zamanın peşine aklımı hislerimi duygularımın alıcı ayarlarını açarak, yeniden resetleyip yükleyerek…

 

Mehmet Aluç