Pri̇z bozuldu odayi deği̇şti̇rdi̇m
PRİZ
BOZULDU ODAYI DEĞİŞTİRDİM
Batman’da
iki köyde on yıl çalıştım. Günler günleri kovaladı. Birgün geldi, muhtar
beni şikâyet etti.
İlk atandığım
köyün muhtarının işine gelmemişti bazı yaptıklarım. Kaymakam beni dinledi. Haklı buldu. Benim tayinimi yol üstündeki köye sağladı. Köy asfaltı ikiye bölüyordu. Muhtar Sason’a gideceğimi zannederken yolun üstüne
inmiştim. Muhtar bu durumdan memnun kalmadı. Yapacak bir şeyi de yoktu.
Okulun lojmanı boşmuş. Buradaki arkadaşı tanıyordum. Arkadaşı başka köye vermişler, birdenbire. Haberimde yoktu. Diyarbakırlı öğretmenin kaldığı, şimdi benim kalacağım lojmana, misafir olarak girmiştim daha önce.
Lojmanın ön tarafından manzara çok güzeldi. Batmam Çayı vadisi harikaydı. Lojmanın penceresinden çay vadisi görünüyordu. Batman yolundan geçen araçlarda, insanını yalnızlıktan kurtarıyordu.
Öğretmen lojmanın arka odasında oturuyordu. Ön odada niye oturmuyor diye merak ettim. Arka odada oturmak insanın içini karartır, olacak bir şey değil. Pencere önüne otursan, cezaevi penceresi gibi görünen bir şey yok. İnsanın içi kapkara olur.
Matematikte
kafası acayip çalışan, TÜBİTAK dergisinin sorularını dakikada çözen, dergiye
soru gönderecek kadar zeki olan bir öğretmen, niye ters kasavetli bir odada oturuyordu
acaba?
Sordum
matematikçi öğretmene;
“Niye ön tarafta manzarası güzel olan ve ışık alan odada oturmuyorsun?”
Cevap beni
felç etti.
“Ön odadaki priz bozuldu. Televizyon
çalışmıyor.”
“Hay senin bilim dergilerine problem
gönderen aklını…”
Prize para
gider diye, odayı değiştirmiş üstün zekâlı.
Prizi tamir etmeyi niye akıl edemedi ki?
Vallahi
benim aklım, o kadar ermiyor bu işlere.
Şuayip
ODABAŞI