Card image cap
Pi̇şti̇ği̇nde anlarsin

PİŞTİĞİNDE ANLARSIN

 

Hasret nedir, hüsran ne, anlatamam sorma hiç!

Bir gün sen de gurbete, düştüğünde anlarsın…

Özlem çekmek ne imiş, sen kendini yorma hiç;

Ferhat’ın tunç dağları, deştiğinde anlarsın…

 

Kıymetini bilmezsen, fırsat ele geçince!

Hayatın anlamını, biri gelip açınca…

Umduğun talih kuşu, kanatlanıp uçunca!

Tavşan dağı son sürat, aştığında anlarsın…

 

Sevgi yener öfkeyi, o, dünyadan büyüktür!

Sevgisiz gönüllerde, yürek sineye yüktür…

Öfke çok zarar açar, öfkeli kalp çürüktür!

Hep süt köpüğü gibi, taştığında anlarsın…

 

Düşmez kalkmaz bir Allah, hatasız hiç kul olmaz!

Doluya koysan almaz, boşa koyarsın dolmaz…

Akıl denen nimeti, kaybeden kıymet bilmez;

Gafleti, doğru yoldan şaştığında anlarsın…

 

Gün olur şaşırırsın, her gün gittiğin yolu!

Zaman öyle kötü ki, etraf badire dolu!

Göremezsin çevreni, yok dersin Hakk’ın kulu;

Ardından bir gölgenin, koştuğunda anlarsın…

 

“Sen hele kır testiyi, su mecrasını bulur!”

İyi insanlar da var, hayrına soluk solur…

“Nazar etme sakın hiç, çalış senin de olur;”

İlkbahar sellerinin, coştuğunda anlarsın…

 

Ekmeğin tavşan olur, sense peşinde tazı!

Nefsin asla yetinmez, kabullenmezsin azı…

Dünya telaşı bitmez, düşersin bazı, bazı;

Koşmaktan tabanların, şiştiğinde anlarsın…

 

Üzüm olur diyorlar, sabırla pişen koruk…

Gerekmez ona asla, harlamak için körük!

Olgunlaşmayanların, burnuna ermez sırık;

Ham iken olgunlaşıp, piştiğinde anlarsın…

 

**Karaman-2018/04

 

Halil Şakir Taşçıoğlu