Card image cap
Özen ve özenti̇

ÖZEN VE ÖZENTİ
 
Özen nedir?  
Bir şeyi yaparken, onun elden geldiğince iyi olmasını, onu dikkatli bir şekilde yapmaya çalışma eylemidir.
Özenti nedir?
Kişinin beğendiği bir şeye benzeme heves ve çabası ya da beğendiği bir duruma ulaşma hevesidir.
Bu kelimelerin tam olarak sözlük anlamları böyle. İki kelimenin anlamlarını değiştiren (ti) hecesidir. Özenli değil özentili insanları da çoğunlukla (ti’ye) alırlar.
 
Elbette ki özenli olmak güzel bir şey. Özenli iş yapan sanatçı veya herhangi birisi zirveye ulaşır. Özenli yemek yapan lokanta çok müşteri kazanır. İşini özenli yapan bir üretici kaliteli ürün alır.
Özen göstererek ütü yapan kişi pantolona çift çizgi atmaz. Özenli giyinen birisi, oduncu gömleği üstüne kravat takmaz. Özenli birisi frensiz araçla yolculuk yapmaz.
Saçı başı dağınık, dikkatsiz perişan kirli giyimli kimseler kendisine özen göstermeyen kişileridir.
Özenle modaya uygun giyinmek isterken giyimini ve makyajını abartarak özen dışına çıkıp gülün duruma düşen kadınlara da kokoş diyorlar galiba. Hiç kimse kokoş ya da zibidi olmak istemez.
Bakın, simetri hastalığının özenli olmakla alakası yoktur.
Özenli hazırlanmış masada, özenle yapılmış yemekleri yemek önemlidir.
Özenle çivi çakmayan kişi elini çivi olarak görür.
**
Bizim milletimiz özenli değil, özentili bir toplumdur.
Kokmuş çorapla, üstünde kuş pisliği ceketiyle imamın ardında namaz kılan çok kişi gördüm. “Temizlik imamdandır” dedikleri için bu örneği verdim. Beni İslam düşmanı olarak görmeyin lütfen. Yakası kirli gömlekle gezenler… Ayakkabısını boyatmayanlar… Tırnaklarını kesmeyenler… Kirli şapkalılar… Ağzı şapırtılı insanlar… Daha neler neler…
Özentili bir toplumun gülünç duruma düşen bireyleriyiz.
Biz insan özendiği bir şeye heves etmesi ya da ona ulaşması için bir şeylerinin olması lazım. Özentilerin gerçekleşmesi için heves etmek hayal etmek yetmiyor. Maddi bir güç lazım.
Özenti çoğunlukla insanın başına bela getiriyor. İnsanı komik ve gülünç yapabiliyor.
Mercedese binmek istiyorsun, ama elinde 70 model Hacı Murat var. Son model otomobile gücün yok. Hayal kurabilirsin. Komşun aldı diye, sende tek tarlanı satıp Mercedes almazsın.
Haftalık mutfak masrafın 150 lira. Paran yok. Yokta “Çocuklar istedi özenmişler” diye denize nazır bir yere kahvaltıya gidiyorsun. Kişi başı 150 lira veriyorsun. Sonra eve gelip tarhana ile açlığını gideriyorsun.
Kıçında çöpten aldığın marka pantolon ve ayakkabıyla hava atıyorsun.
Baba parasıyla idare ediyorsun. Bir yerlerde aldığın borç parayla elde ettiğin cep telefonuyla caka satıyorsun. Ooooo moruk, telefon ne iştir?
Kredi kartıyla özenti köreltme çalışmaları yapıyorsun. Sonrada maymun gibi kıçın açıkta kalıyor.
Komşu mobilyalarını değiştirmiş. Bizde değiştirelim diyen hatunun aldığınız maaştan haberi var elbette.
Komşunu kızı beş Adana burmasıyla geziyor. Bizim kızın olmayacak mı? Bizin kızın neyi eksik?
Sürecek tarlamız yok ama çift çeker bir traktör alalım. Komşumuz almışta…
Moda dediğimiz şey, aslında giyinmek falan değil. Tüketici firmaların mallarını satmak için bizlere pompaladıkları bir özentidir.
Çok para verdiğiniz, dar paça pantolon altı ay sonra geniş paça olur. Moda pardon özenti değişir.
Toplum içinde bilhassa gençler arasındaki saç kesimleri kafaya uyduğu için değil, değişik bir özenti olduğu için vardır.
Bozuk kafatasları, özentili özentisiz saçtraşları…
Yırtık pantolon giyme özentileri…
Göbeği açıkta gezen genç kızların göbek şowu yapma özentileri… Aslında özenti; toplumdaki yozlaşmanın başka bir boyutudur.
Adam çay bahçesinde yan masada konuşuyor.
“Dün akşamlar torunlar çıktı geldi. Hanım kuru fasulye pişirmiş. Yanında pilavla cacıkta var. Torunlar burun kıvırdılar. Biz kuru fasulye yemeyiz diye kestirip attılar. Büyük olan bilmem ne sepeti diye bir yer aradı. 40 dakika sürmedi. Bir motorlu genç geldi. Bir paket bıraktı. Ne dediler? Pizza mı hamburger mi? Bir şeyler söylediler. Lahmacun pide olsa yanmamda… Üstünde mısır filan var. Kola ile yiyip içtiler. Şunlara bak! Kuru fasulye yemeyip pizza yiyorlar! Bu ne biçim bi özenti ya? Vallahi verdiğim paraya acıdım.”
Yarın akşama suşi var dayı!
 
Uzatmayalım.
Özenli olmak, hiç parası pulu olmayan birisinin bile yaşam kalitesini arttırabilir.
Özentili olmak, yozlaşmayı körüklerken manevi ve maddi olarak kişileri ve toplumları yörüngesinin dışına çıkarabilir. Toplum yozlaşır ve öz benliğini kaybedebilir.
Bizim kafamızı ve yaşam kalitemizi yükseltecek geliştirecek şeylere özentili olmak lazım.
Bir müzik aletini çalmaya özentili olmak gibi.
Doğayı korumak gibi bir özentimiz olabilir.
Ağaç kesmek yerine, fidan dikmek gibi bir özentiniz olabilir mesela.
 
İşini özenle yapan, özentisi olumlu olan insanlara selam olsun.
 
Şuayip ODABAŞI
28.1.23