Odanın İçinde Karanlık Perdenin
Arkasından Dünyayı Nasıl Seyir Edebiliriz Ki?
Bu âleme üç beş
mazlumla üç beş Müslüman değil on binlercesi sanki sığmıyor ve zulümle yok
edilirken o üç beş zalimle, Siyonistlerin zalimlerin sanki bu dünya âlemi de
babalarından kalma, bunca zulüm ediyor ve on binlerce Müslüman seyrediyor, sanki
gözler seyretmek gönüller sadece dinlemek için!
Bunları düşünce
sığamıyorum bu âleme bu gönüllere çatlayarak koşasım boğazlarını sıkasım
gözlerine şiş sokasım geliyor, düşünce ile olmuyor hareket aksiyon gerekiyor, bakıyorum
etrafıma bir tık yok çatlıyorum patlıyorum bommmm diyerekten! Ulan sizler kimsiniz
ki ey şereften yoksunlar demeden önce galiba bizler kimiz onun tarifini
arayarak bulmak gerekir ki öyle anlatayım. Tarifi var iken icraat aksiyon yok
sönüyor tarifte anlamda manada!
Bu bayramda
yine içimiz buruk tüm coğrafyadaki Müslüman kardeşlerimizin derdine deva olacak
bir deva sunan yok, sunan olsa da oyalamalarla yolunu kesen Amerika ve Siyonist
şereften yoksunlar var! Çığlıklar var duyan yok koşan yok, koşan bir gün iyi
koşacak ve koşuşuyla hepimizi yok edecek maazallah! Alınan bir nefes sanki
kendi fabrikalarının ürünü, ey şerefsizler! Allah’ın havası bir ondan vergi
alınmadığı var, onu da şerefsiz zalimler ölümle alıyor!
Bir anlama, nasıl anlamı bilmeyen anlamsız
insan sınıfında olmayan birisi tarafından bu kadar rencide edebilir ve nasıl anlamsızlıkla
doldurabilir ve bizler buna bu anlamsızlık adına izin veriliriz ki? Bunca zulmü
ile nasıl ona yaşama şansı verilir ki? Boş insan boş zamanı nasıl varlığıyla doldurabilir
ki, bunca varlığıyla insan olanların bir köşede sığınarak saklanmasıyla?
Anlayamıyorum! Çözemiyorum!
Cümlemizin
öldüğü bu kadar bariz anlaşılıyor ki, artık ecelin gelmesine de gerek kalmadı!
Belirsiz bir
süre uykuya daldık bunca korkunç olaylardan sonra, lakin uyumak korkuyu
püskürtmez ki yanlış yapıyor cümlemiz bizler, uyanarak ayağa kalkmak bunu ancak
def eder, gözlerine sinelerine şişleri sokarak!
Soğuk odanın
içine kendimizi kendimiz hapis ettik, biz ki imanın yıkılmaz delinmez çelikten
zırhı ile cihana nam salmış iman eden ecdatlarına torunlarıyız ki, odanın
içinde karanlık perdenin arkasından dünyayı nasıl seyir edebiliriz ki?
Duvarlara nasıl yalnızlığın zulmün resmini çizerek avutabiliriz ki kendimizi?
Bizler cihana gülümsemenin merhametin mazlumun gülümsemesini çizen ecdadın
torunlarıyız kalkıp silkelenelim imanımızın verdiği güçle artık… İnşallah,
inşallah, inşallah…
Bunca ağır
yükün altında yine bir bayramı daha yaşarken, bu sancılarımıza yola çıkarak son
vermemiz için Rabbimiz yardımcımız olsun, âmin, Kurban bayramımız mübarek olsun
cümlemizle kardeşlerim.
Mehmet Aluç