Çoktan beri aracıma petrol istasyonlarında su tutmadım. Kolay kolayda araç yıkatmam. Kendim yıkarım.
Eskiden mazot, benzin satanlar “bedava yıkama” yaparlardı. Bazen de vatandaş alır tabancayı eline aracını yıkardı. Bu yakıt satan petrol ofisleri daha da öteye gidip özendirme (promosyon) hediyeler verirlerdi. Anahtarlık, kâğıt mendil, kolonya, parfüm şu bu.
Yaz mevsiminde köydeydim. Enflasyon paranın değerini düşürdü. Satılan ne varsa her şeyin değeri arttı.
Paranın değeri yoksa o ülkedeki insanında değeri yoktur. Neden? Çalış çalış, al bir karış” diye söylenen sözü boşuna söylememişler.
Ucuza çalışırsın. Kazandığın paranın alım gücü yoktur. Kısacası emeğin alın terinin değeri yoktur. Zengin daha zengin olur, fakirde daha fakir.
Memlekette şükürcü etsiz ekmek kafalılardan başka konuşacak kimse kalmaz.
Köyde yaşarken şehirlerdeki sömürü çarkının ne kadar büyüdüğünü unutmuşum. Dedim arabamı kendim temizleyeyim. Gittim bir istasyona. Çektim yıkama yerine. Su ve köpük düğmesinin yanında bir “8” sayısı. Bu nedir? Diye sordum. Köpük 8 lira. Yıkama 8 lira.
Bu otomatlar 1 lira için yapılmıştı. Enflasyon önce 2 lira yaptı. Çektiler ayarı. Ben düşünüyorum. Şimdi olmuşsa 4 lira olmuştur diye. Karşıma çıktı 8 lira.
Yersen ekmek yumuşak, peynir tam yağlı.
Tamamda şimdi. Ben bu delikten 8 tane 1 lira mı atacağım?
Sordum.
“Evet, sabun için 8 tane bir lira atacaksınız. Ayrıca su içinde 8 adet 1 lira atacaksınız.”
Vay be!
Bedava araç yıkayan, rekabet eden petrol ofislerine bak sen.
İşin yoksa 16 adet 1 lira bul. Gir aracını yıka. Sizin anlayışınızı… İnsafınızı… Para kazanma hırsınızı… Ahlakınızı… Etik halinizi… Nuri Alço ile Tecavüzcü Coşkun öpsün.
Allah aşkına kaç kuruşluk köpük ve de kaç ton su kullanıyorsunuz? 3 dakikadan az 8 lira.
2 çarpı 8, 16 lira.
Kıssadan hisse;
“Bir memlekette, köprüden geçenlere tecavüz ediyorlarmış. Kimse şikâyet etmiyormuş. Kralda tedirgin olmuş. Benim milletim ne kadar da koyun diye söylenmiş. Bir gün ufak tefek bir adam gelmiş. Köprü geçişlerinden şikâyetçiyim demiş. Krala götürmüşler.
Kral sormuş.
“Söyle bakalım şikâyetin nedir?”
Adam;
“Kralım! Köprüden geçişte tecavüz edilirken, uzun bir kuyruk oluşuyor. Çok bekliyoruz. Bize birkaç dikici daha verinde kuyruk olmasın” demiş.
Eğer ki 16 lira verip araç yıkayanlar varsa diyecek bir şeyim yok. Ben yıkamam.
Eğer ki yıkayan olmazsa, bu fiyatlar kesin geriye çekilir. Yıkatmaya devam edilirse, yeni istasyonlar yapılıp sıra ortadan kaldırılır. Millet rahata erer.
Bu memleket, iki kat sabunlasanız da, on ton suyla yıkayıp bin defa kese atsanız da düzelmez.
Zira ne ticari ahlak var ne de sosyal bir erdemlik.
Araç muayeneleri hak edilmez paralar… Zorunlu sigorta mecburen istedikleri para… Egzozda var… İki defada yolda gitme vergisi… Yakıt alırken katmerli…
Ne biçim bir yasal soygunun içindeyiz?
Ha %99 hepimiz Süslümanız. Allahın verdiği nefesi boşuna harcamayalım.
Şükredelim. Hainlik etmeyelim. Yanlış yola gitmeyelim. Böyyüklerimize şirk koşmayalım.
Dua edelim.
Ve de…
O delikten sekiz tane bir lira atacaksın! Köpük için.
O delikten sekiz tane bir lira atacaksın! Su için.
16 adet 1 lira! Hepsi için.
Yağlama yıkamaya devam!

Şuayip ODABAŞI
6.1.23