Muşmula borsası
MUŞMULA
BORSASI
Pazar
yerlerini dolaşıyorum. Meyvelerin ve sebzelerin fiyatlarını kim belirliyor?
Nasıl belirliyorlar? Alış fiyatının üstüne belirli bir kâr payı koyup ta mı
satıyorlar? Yoksa herkes kafasına gör bir etiket mi yazıyor. Arz ve talep dengelerine
göre fiyatlar azalıp ya da çoğalıyor mu?
Alıp satan
ticaret yapanlarla, kendim ürettim diye köylülerin satış fiyatları arasında hiç
fark yok.
Kısacası
bir muşmula borsası var.
Tutan
tuttuğunu öpüyor. Öpülen memnun öpen memnun.
Arkadaş,
hiçbir yerde bir ticari meyve olarak görülmeyen muşmulanın kilosu 50 lira. Adam
evinin önünden toplamış getirmiş. Tamam üretmiş. Üretmişte! Neden 50 lira. Bu
ürünün değerini nasıl belirledin.
Kadın
kestane satıyor. Kilosu 220 lira. Daha pahalı olanlarda var da… 200 değil de
220 lira. O 20 lirayı nerden buldun.
Marul 25
lira oldu.
Maydanozun
demeti 10 lira. Gün geçtikçe Türk Parası gittikçe çamura batıyor.
Hiçbir
üretici önceki haftayla aynı olan bir etiketi kullanmıyor.
Beş günde
30 adet yumurtanın fiyatı 95 liradan 107 liraya çıktı.
Vatandaş
cebini, ülkeyi yönetenler piyasayı kontrol edemiyor.
Ekonomist
olan muhterem, at arabası kullanacak kadar bile makinist değil.
Ne yazık ki
yaşayan her canlı hayatını sürdürmek için beslenmek zorunda. Temel gıdaların dışında
tercih edeceğimiz bir şeyler yok artık.
Temel
gıdaların bile fiyatlarının temelinde dinamit var. Sorumsuz, bilinçsiz, etkisiz
ve tepkisiz bir toplumun içinde debelenip gidiyoruz.
Şükretmen
kavramının içi boşaltılmış.
Yeme! Giyme!
Binme! Gitme! İçme! Çıkma! İnme! Girme! Çıkma! gibi sözlerin altında, ezilip
gidiyoruz.
Muşmula
borsasında, ezik insanlar var. Tuzu kuruların borsasının adı “Medine hurma
Borsası” ya da “Ejder Borsası”
İşinize
gelirse! Demeyeceğim.
Bu gidişat
hiç işime gelmiyor.
Huzursuzum!
Asabiyim!
Şuayip ODABAŞI
Aralık2023