Mehmet Emmi
Yumurtamız kırılırdı odun ateşinde
sahana
Ayşe kız gülümseyerek çıkardı
karşı dama
Kış geldi mi kar yağardı köyümüze
lapa lapa
Kürü karları Mehmet emmi yolda
kalmadan
Kuzine sobada kestaneler pişerdi
güzelce yerdik
Dedemiz babamız masalları anlatır
biz dinlerdik
Aş ekmeği sobada ısıtır tereyağıyla
peynirle yerdik
Sür ekmeğin üstüne Mehmet emmi ekmek
soğumadan
Cevizi pestili pekmezi sofrada eksik
hiç olmazdı
Misafirsiz sofraya dahi inanın
oturulmazdı
Gözler yolda gelen yabancı için
yol gözler paylaşılamazdı
Bul misafiri Mehmet emmi evin
bereketi kaçmadan
Samanlıkta saman altında karpuzlar
koç gibi yatardı
İhtiyacı olan gider alır yanına
bal tereyağı koyardı
Onlarda ihtiyacı olana misafire
saklanır paylaşılırdı
Haydi, paylaş Mehmet emmi yoldaki aç
kalmadan
Eskiden her şeyin tadı vardı
kalabalıkla tatlanırdı
Şimdi tat yok yalnız yaşamakla kim
bizi kandırdı
Paylaştıkça çoğalırdı şimdi saklanır
oldu tadı kalmadı
Saklama Mehmet emmi paylaş bereket
bundan olmadı
Mehmet Aluç-Gülveren
Çok haklı bir gönül sesiydi değerli Abim.
Her şey çok değişti insanlar başta olmak üzere.
Nerede o eski günler.
Yüreğine, emeğine, kalemine sağlık.
Selam, sevgi ve saygılarımla.
Teşekkürler ederim kardeşim,sağ olun var olun,selamlarımla.