Küfreder mi̇si̇ni̇z?
KÜFREDER MİSİNİZ?
Küfreder
misiniz? Yok, ben küfretmem. Edeni de sevmem, diyorsanız. İnanmıyorum. Toplum
içinde, bu adam küfretmez. Ağzından çirkin bir söz çıkmaz dediğiniz adamlar
vardır. Ya da adam kültürlüdür. Küfürle hiç işi olmaz, dediklerimizde vardır.
Bak bu adam dindar, okumuş. Bilmediği yok. Ağzından bal damlar. Karıncayı bile
incitmez. “Küfür neyine böyle adamın da” diyebilirsiniz. Aslında, insanların
“iki yüzü” var. İkiyüzlü, olmuş insanlar. Herkesin, gördüğü yüzleri… Bir
de bazı bazı görünen yüzleri… “Yüzler” sizi yanıltabilir. Bana,” iyi akşamlar”
başka birisine,” hayırlı akşamlar” diyenler bile var. “Nabza göre şerbet.” Herkesin, “fikrine
zikrine” göre söylemler. Bu
iş, bu ikiyüzlülük “küfürden de kötü” bir şey aslında. Bir insan neyse, odur
kardeşim!
Lamı cimi yok bu
işin.
Neyse, biz
konumuza dönelim. “Küfür işine” geri dönelim. Adamın, “eşref saati” geldi mi,
ne yapacağı belli olmaz. Yumar gözünü, açar ağzını. Ağzına geleni söyler.
Toplumda;” Ağzından çıkanı kulağın duysun” derler ya. Bazen kulak, ağızdan ayrı
bir hava çalar. Ağız yamulur. İşler karışır. Ortalık toz duman olur. Siz, bana
sorarsanız.
” Öğretmenim,
siz küfreder misiniz?” Ederim. Hem de küfrün alasını bilirim. Ağzımı, doldura
doldura, küfrederim. Ancak; kadınların ve çocukların yanında küfretmem. Ulu
orta, toplum içinde de dikkat ederim ağzımdan çıkana, desem… İnanır
mısınız?
!!!???
Kiminiz, “ay
inanmıyorum” diyebilirsiniz. Kiminiz, adam peygamber değil ya…
Küfredebilir(mi?) dersiniz/demezsiniz. Kapalı alanda, samimi arkadaşlar
arasında, tutmayın beni. Sevmediğim, her şey nasibini alır benden, desem. Ne
dersiniz? İnandınız mı? İnanır mısınız? Babam,
amcam öyle küfrederler ki. Evdeki kadınlarda, çocuklarda kanıksamış artık.
Onların küfretmesine kimse aldırış etmez. Çocuklar aldırış etmez de. Onlarda
dedelerinden, babalarından duyduklarını, olumlu bir davranış gibi hayata
geçirecekler. Basacaklar küfrü. Alışkanlığa dönüştürecekler.
Bazıları
oturur kahveye. Atar da atar. On kelimesinin beşi küfürdür. Bu küfretmeler,
aslında çok doğru bir şey değildir. Doğru olmadığını bildiğimiz halde, küfrederiz.
Ben dikkat ediyor ve gözlüyorum.
Toplumda, “ön saflarda yer alan” herkes küfrediyor. Öğretmenler,
hocalar, hacılar… Basıyorlar küfrü.
İçinizden bazılarınız, “attın öğretmen” diyebilirsiniz. Bakın çevrenize,
bir dikkat edin konuşmalara,” doğru söylediğimi” anlarsınız.
Bu köylüler
var ya köylüler; küfretmesinler eğer, ortalarından çat diye ikiye çatlarlar.
Vallahi de billahi de çatlarlar. Kimisi kafayı bile sıyırabilir. O kadar
sıkıntının içinde, ancak küfredip rahatlıyorlar. Küfretmeseler, deli
hastaneleri dolar taşar. Yenice’nin bütün köylerinde, “küfretmek” sıradan bir
şey.
Unutmadan
söyleyeyim. Ülkemizin “küfrün merkez üssü” olan iller neresi biliyor musunuz?
Adana, Diyarbakır, Mardin, Ankara ve Trabzon’muş. Çanakkale yokmuş!
Bence küfür
her yerde. Bu sıralamanın bana göre değeri yok. Artık kadınlarda erkekler gibi
küfrediyorlar. Hele memleketin bu gidişatı ve zamlar, siyasilerin palavraları
herkesi küfürbaz etti. Televizyonlarda, Facebook sayfalarında, diğer sitelerde
küfrün bini bin para.
Futbol
sahaları, okul bahçeleri, kahvehaneler ve de kalabalık olan her yer küfrün
harman olduğu yerler. Nereye denk
gelirse. Halı saha çevresinde evler varmış, evlerde insanlar yaşarmış.
Seyircilerin arasında bayanlar ya da çocuklar varmış. Kimsenin umurunda değil.
Sallayan sallayana.
Televizyonda, küfreden
konukları ve sunucuları gördüm. Edebiyatımızda bile küfür prim yapıyor. Fakir
Baykurt,” Tırpan” adlı romanında kahramanlarına bol bol küfrettirir. Uğur
Mumcu, hapishanede tavla oynarken, küçük gelen zarlara kızdığında: “Küçük küçül
de…. gir, ”diye küfredermiş. Can Yücel, küfretmekte, şiir yazmaktan daha usta
bir şairmiş. Cemal Safi; “bir küfürlü şiir yazdım. Bir okusam, beni asarlar”
diye söylemişti, bir söyleşide.
Profesör Özcan
Köknel, bunaldığınızsa küfredin. Kişilere değil. Orta yere sallayın. Girin bir
odaya, basın küfrü. Küfretmezseniz çatlarsınız, demişti. Bu durumu da göz ardı
etmeyin. Çatlamaya gerek yok! Bir fıkrayla bitirelim.
Bir adam
küfretmekten mahkemeye düşmüş. Hâkim adama: “Küfretmekten sana 30 lira para
cezası veriyorum” demiş. Adam; “Hâkim Bey, küfretmenin cezası 30 lira mı?” Diye
sormuş. Hâkim:” Evet” demiş. Adam: “Hâkim Bey senin … koyayım,” demiş. Daktilo
ile yazan hanımı görmüş. Ne iş yaptığını, mesleğini bilememiş. Tak tak
yazdığını görünce, ”taktak” senin de … koyayım” demiş. Adam cebinden 100 lira
çıkarmış. “Üç küfür 90 lira. Üstü bahşiş kalsın,” demiş. Çekmiş gitmiş.
Herkesin
olumlu olumsuz davranışları, kendine!