Card image cap
Koca köy i̇stanbul'a ki̇m başkan olacak!

KOCA KÖY İSTANBUL'A KİM BAŞKAN OLCEK!


İstanbul kendi iç dinamik yapısıyla, kendisine özgü bir kültür yapısıyla “İstanbul Beyefendisi” oluşturulmuş insanların ortaya koyduğu bir metropol değil artık.
İstanbul, Anadolu’dan uzun bir zaman dilimi içinde göçlerle doldurulmuş karmakarışık bir yer. Varoş ve yoksulluk kültüründe kolay zengin olma hayalleriyle İstanbul’un taşını toprağını altın olarak gören umut dolu umutsuz insanları kentidir. Yozlaşmanın içine itilen İstanbul’a kendini yükseklerde gören para bende diyen maganda felsefesinde mafyalaşan insanların harman yeri.
Bugün 17 milyona dayanmış bu kentin en kadim semtleri yeni bir işgal altında, mesela Fatih ilçesinde 200 bin yakın Suriyelilerin olduğu söyleniyor. İstanbul’un diğer ilçelerindeki mülteci istilası en az elli bin ile yüz bin arasında değişiyor. Tam bir sessiz Arap istilası.
Gelenler kendi kültürleriyle geliyorlar. Kendi güvenlik şeritlerini oluşturuyorlar. Bir apartmana kiracı girdiklerinde, çekirge sürüsü gibi iki yılda apartmanı ellerine geçiriyorlar. Kendi kültürlerini bağıra bağıra herkesin gözüne sokuyorlar.
Murat Kürüm, İstanbul B. Şehir Belediye Başkanlığına aday olmanın ilk atılımını Fatih’te yapmış. Önce sabah namazı ardından da çorba. Başka konuşmalarındaki, üniversiteli gençlere çorba dağıtacağını söylemiş. Çorbaya muhtaç bırakılmış gençlerin bu olayı sorgulaması lazım. Tam bir Ortadoğu anlayışı. Bilimsel bir proje yok. Suriyeli mültecilerin ortaya koyduğu tehlike hiç önemli değil. Hepsi de oy potansiyeli yüksek mülteciler.
İstanbul’u 1994 yılından sonra uzun yıllar Erdoğan, Toptaş yönetti. En sonunda Ekrem İmamoğlu, araya kaynak yaptı. Ülkeyi yönetenler adamı hazmedemediler, “topal ördek” diyerek her konuda önünde engel çıkardılar. Partili cumhurbaşkanı, başkanla görüşmedi. Proje ve kredilerine onay vermedi. Akıllarına geldikçe İmamoğlu’nu teröristler yardım etmekle suçladılar. Tahammülsüz bir demokrasi içinde, kar yağarken balık yiyormuş diyerek, yandaş bir medyayla linç etmeye bile kalktılar.
Algılarla yön bulan AKP seçmeni, Bilal oğlanın vakıflarıyla ne işler yapıldığını bilmiyor. AKP dönemlerinde, tarikatlara aktarılan paraları bilmiyor. İhalelerde dönen dümenleri paylaşımları bilmiyor. Nasıl bilebilsin ki?
“Çocuğuma bir çikolata alamıyorum, yeter artık diyen kadın, yine oyun AKP’ye!” Diyorsa. O seçmende beyin aramak boşunadır.
Murat Kurum, kendi isteğiyle aday olmuş birisi değildir. “Yetmez ama yine de evet” oylamasından sonra, hiç kimsenin kendi iradesi yoktur. İstanbul’a başkan olursa, sadece istenilenleri yapacak, en iyi bildiği şey önüne koyular evraklara imzasını çakacaktır. “Kanal İstanbul” ya da imar uygulamalarına kendi işlerini yapacaklardır. Reis seçeceği ve güdeceği adamın bilir. Binali’de aynı yollardan geçe geçe yok olmuştu.
Bilal oğlan, vakıflara aktarılan o paraların kesilmesiyle çok bağırıyor. Başkanlık kazanılırsa, artık atılan okların uçları altından, tüyleri Anka Kuşundan olacaktır. Onların Türk Gençleri, Cami avlularından kurtulup Gazze’ya bile gidebileceklerdir. “Osmanlı Torunuyuz,” diyenlerin ocaklarında Kazdağı meşesinden odunlar yakılacaktır.
Lafı uzatmayalım. AKP İstanbul Büyük Şehir Belediye başkanlığını alsın. Sonsuza kadar İstanbul bitmiştir. Birçok seçmen çıkarı için buz pateni yapıyorsa dikkatli olmak lazım.
Zira bir Dünya kenti olan İstanbul’da sanatsal etkinlikler dibe vurmuş Köklü sanat kurumları örselenmiş. Sanatçılar yalakalık yapmıyorsa hakarete uğramışlarsa… İnsanların fikir ve düşüncelerini sanatla ifade etmeleri bitmiştir.
İstanbul’u Bizans’tan kurtaran ve Türklere teslim eden kutlu komutan Fatih sultan Mehmet’i düşünüyorum. Bu günleri görseydi, gerçekleri anlasaydı. “Kanal İstanbul” deyip İstanbul’u “Kataristanbul” yapmaya çalışanları kılıçtan geçirirdi.
Dikkatli olalım. Ülkemizde siyaset, BOP ile çok kirlenmiştir. Arap sabunu değil, Edremit sabunu bile bu pisliği temizlemez.
Her şartta İmamoğlu’nun seçimi kazanması gereklidir.
Bu böyle biline!