İmanla Bu Gönül İçindeki Merhametin Akan Pınarından Beslenen Bu Bir Parça, Et, Gönül Testisidir
Bir harf ile bu dünya Âlemlere Rahmetin “aşk”ıyla yaratılmadı mı “Aşk” la? “Yaratıldı” Yaratan Rabbim “Ol” dedi ve yarattı Rabbim… Bu gönül, içinde gönül oldu yandı pişti insan oldu, iman girdi içine Nur “Kur’an”, Nur “Nebiy”le sonrasında harfler, âlemi insanı saran hece oldu; ardından bir harf dediğimiz aşk ile açıldı kapısı sonrasında, imanla Nur Kur’an Nebiyle içinde insana değer veren merhametiyle, Hz Ebu Bekir Sıddık, Hz Ömer Nureyn, Hz Ali Keremullahi Vech’e, Ahmet Arvasi, Mevlana’ya, Yunusla diğerleriyle mana âlemine girince, kelime olan “söz” oldu mana olmayı kazandı. Bir harf, sonra hece sonra kelimeye ve söze ve sonrasın da manaya büründü, tatlı saran söz oldu. Böylesine güzel manalar olurda gelirde, “gönül” ona kapısını kapalı tutar mı? İnsan hayran kalır açar kapıyı ardına kadar “gel” dediler, geldik DEDİK, sevdik, sevildik kardeşliğimizi bildik. Onlar zaten gönül yolcusuydu, gönüllerimize girdi yol oldu nur oldu, insan aradığı huzuru buldu…
 
Hamdı gönüller pişti, imanla yoğruldu, halden hale imanın nuruna erişerek halden dilden anlayarak koşarak sararak geçti ve asıl olan “kelime” olma asaletine nihayet ”SÖZ” olma anlamına kavuştu, bir harfti, kelime idi gönlü saran tatlı söz oldu. Böylece bu aşkla kelime söz ile imanla, merhametle, Nur Kur’an’la, Âlemlere Rahmetin sünnetine sarılarak, gönül testinden geçtik. Asrısaadetten sonra ve sonrasında yüzyıllarca, Osmanlı ecdattan 600 yıl devam etti, araya nifak sokan düşman içimizdekileri satın aldı, şimdi hala satın aldığı gibi, yıkmaya çalıştı, yıkıldı lakin yıkılmadı tökezledi ve şimdilerde aynı ruhla “kelime” “söz” asaletine yeniden kavuşarak, saran tatlı bir söz olacak inşallah, bekleyin ve görün Rabbim yardımıyla inşallah, olacak yine olacak, güzelliklerle âlem dolacak, o nifak sokan kul önce belasını bulacak, sonrasında zaten Mevla’sını bulan bizler onunla yol alarak, sonra yolda yürüyenlere ulaşacağız, gerisi az sonra yeniden dirilişle, âlem nizama varınca şen olacak inşAllah maşAllah subhanAllah…
 
İmanla bu gönül içindeki merhametin akan pınarından beslenen bu parça, gönül testisidir, iman pınardan doldurur suyu, suya hasret kalmışlara, susuz kalmışlara koşar, yudum yudum verir susuzluğu giderir yine inşallah… Gönül testinde, su doludur aşk iman merhamet içindeki ahengidir. Gönül kuyularında Yusuf’la tanıştırır yaklaştırır, Yusuf’suz edep olmadan hayâ iman olmadan içi boş kelimelerden de mana çıkmaz, gönülde gönüllerde saray zinhar ki yapılamaz, kurulmaz içinde durulmaz, oturulmaz!..
Varmak sarmak yolda olmak aşkla imanla merhametle olan güzel bir şeydir, Allah kaleme yemin ediyor. Yaz diyor yazıl diyor katıl diyor. Ne yazık ki her yazılan “kelime” “söz” olmuyor, yazı olmuyor gönlü sarmıyor, Gönül’e kavuşmuyor, her mızrabın çıkardığı ses bir arada birleşmeyince aynı ahenk de çalmayınca, bir ahenge bürünmeyince musiki olmadığı gibi… Kelimeler iç dünyanızda kimi zaman bahardan esen meltemler, kimi zaman da kıştan kalmış fırtınalar estiriyorsa, bunu bahar havasında toplayarak, çiçekler bahçesinde kokuların içine yatırarak, gönül denizinizde şevkle kabartarak ve her kelimeyi bir damla gibi anlam mana denizinize batırarak süzerek, şölene dönüştürebiliriz. Az yol kaldı, artık bizi kurak adada bırakanların inadına, bizler yine aşkla kelimeleri sözle tatlıya sararak imanla Nur “Kur’an”, “Nur Nebi” ve gönül dostlarıyla merhametle gönül kayığınızı suya indirerek, karşıdan kalmışları deryaya yaylaya gül bahçelerinin olduğu cennete taşıyacağız inşallah…
 
Sıradan bir harf olmaktan öte, bizler harflerimizi aşkımızı imanı merhameti nurumuz olan “Kur’an’ Kerim’de” almakla yol almakla varmakla, diğerleri gibi olmak arasında, ne kadar büyük fark vardır görebiliyor musunuz? Birinde ki sadece kelimedir söz mana değil, insani çıkarının yansıdığı bir görüntü verir ve faniliği simgelerken fani olduğunu unutturur, diğerinde ise, Haktan gelen nuruyla nuru ışığı bir ağırlığı ve asaleti vardır, yansır mana verir dokunur her bir harfe. Kur’an okunurken, bütün varlık âlemi, bizim gibi bizlerde nur olan “Kur’an”ın kelam sesinde, kendimizi Rabbimizi merhameti manayı adaleti gerçeği bularak, bu zenginliği yaratan Rabbe yönelerek yaratılan Varlık’la secde ederiz, elhamdülillah…
Mehmet Aluç