Haydi, İzin Verelim Aşkın Ayakları Değsin Gönül Denilen Toprağımıza

 


Aşk, bir ömür içinde kendini aramaktır bulmaktır kavuşmaktır. Bu nedenle insan bu âlemde hep yanlış olanı arayarak, bir ömür boyu mutsuz olur, parçalar yüreğini… Günün her anında yanında duran, gönlünde yatmaya hasret kalan aşk merhaba derken, insanoğlu elinin tersiyle iterek, gönül içine dünyayı yerleştirir ve bir ömür mutsuz, aradığını bulmaz halde ömrünü bitirir, gönül içi çer çöp gereksiz olan ne varsa değersiz olan ne varsa doldurarak, bizleri yaratan Âlemlerin Rabbinin huzuruna gider.


 


Aşk der bize merhaba ben geldim merhaba


Ben geldim haktan size bak bendeki seraba


Toz toprakla dolmuş gönül silkele benimle


İzin ver basayım gönül denilen toprağa


 


Haydi, izin verelim aşkın ayakları değsin gönül denilen toprağımıza, izin verdiklerimiz bize ne kazandırdı? Bak bakalım kazandığım dediğin şu anda neyin var? Bu değersiz şeylerle içini doldururken, bunlarımı Rabbimize götüreceğiz? Dünya nefis vurdukça vuruyor, aşk ise okşayarak seviyor onarıyor sevdiriyor bitmez hazinesiyle, seçmek bizden karşılığını almak ondan. Aşkın berrak tertemiz bakışıyla bakmak, yaşamak varken, karanlık bakışıyla dünyamızı karartan, dünya ve nefsin şeytanın gözüyle bakmayı hak etmiyoruz…


 


Nedir bu kahır mektuplarını bakışlarını salıyoruz herkese


Gitme kal dedin de aşkı anlatında sevgiliye kalmadı mı?


Al bu gönlümdeki cennet bahçesini içinde gez dedin gezmedi mi?


Gezmedi kalmadıysa bırakma karanlıkta kalır yok olur


Sensizliğin onsuzluğun yeri bomboş kalır boş bırakma


 


Bakıştaki aşkın güzelliğini kucaklayan saran yumuşaklığıyla bakmanız, zehir gibi sözlerin kana akmaması gönülleri parçalamaması dileğimle, aşkla sevgiyle kalın kardeşlerim, selamlarımla.


Mehmet Aluç