Hacivat Karagöz -Öylesine Bir
Muhabbet -

-şu bizim ramazan bir kayık almış Hacivat, balık avlamak için kayıkçı olmuş.
-ne rakıcı mı olmuş, balık tutarken
kızartır yeriz!
-dur be Hacivat sen nerden çıkardın
rakıyı, annen sanki doğururken rakı kazanına düşürmüş gibi, kafamın tasını
attırma, bize haram unuttun mu? Seni eve gidene kadar döverim.
-ne rakısı Karagözüm sende nereden
çıkarıyorsun?
-ve lahavle… Sen demedin mi?
-neyi ben yemedim mi?
-bende şalterler atacak şimdi!
-yanımda olan mı kimdi? Senden
başka kimse yok.
-ben onu mu diyorum?
-ne diyorsun?
-cehennemin dibini!
-vallahi ben bozmadım yemini mi?
-ne yemini?
-ne yemini?
-sen dedin ya?
-ben ne dedim sana?
-sende ne söylediğini unutuyorsun?
-insanın senin gibi arkadaşı
olursa!
-yük taşırken insan yorulursa
oturur dinlenir, yoluna devam eder.
-ne yükü ne yolu?
-sen dedin ya kopmuş kapının kolu!
-ben kolu mu dedim? İnsanın senin,
neyse ben gidiyorum, muhabbetin içine ettin!
-dün kime gittin, hem de bensiz
gittin.
-şimdide sensiz gidiyorum.
-ben sana bir şey mi diyorum? Sen
söylüyorsun, bende konuşunca kızıyorsun.
-Ateş mi yakıyorsun?
-Ne ateşi?
-Sen dedin ya?
-Ne dedim?
-Unuttun mu dediğini? Biraz önce
bana diyordun.
-Ben sana ne diyordum?
-Gideceğim diyordun.
-Ben değil sen diyordun.
-Ben mi diyordum hadi oradan!
-Ve lahavle… Sen kafayı mı yedin?
-Bana mı gelme dedin?
-Hayır, öyle demedim.
-Ne dedin?
-Cehennemin dibi dedim!
-İşte şimdi ben oldun, kendini
gördün mü karşında?
-Şee… Şey galiba haklısın Karagözüm,
aman böyle olmazsa da muhabbet olmuyor kardeşim. Yıkmadık perdeyi eylemedik
gönülleri viran, muhabbetle kalın her daim her an.
Mehmet Aluç.

Güzeldi, saygılarımla...
Teşekkürler ederim kardeşim,selamlarımla.