Gün Gelir Devran Döner
Gün gelir devran döner, bugün ateşle koşan ateşinde yanar elinde söner… Bugün isyan eden yarın isyan ateşinde yanar, bugün kazandık diyen yarın kaybeder ey der yanıldık…
Hayâsızlara neden öylece sadece baktık
Böylece baka baka bizler her daim yanıldık/yıkıldık
Bir adım atmak lazımdı bu edepsizlik için
İşte bizler sırtımızı döndükçe battıkça battık
Dün Camiye dönerek şampanya patlatan edepsizler, edep size yakışmaz edep sizinle olmaktan utanır, yazıklar olsun bu cennet vatan topraklarını kirletiyorsunuz, edepten hayâdan yoksun olanlar cehenneme sizler koşarken arkanızdan bakarım.
Ey edepsiz sana laf söylesem lafa söze yazık
Kendin için elinde taşıyorsun ya işte kazık
Dinle mukaddesatla alay etmek seni bitirir
Size göre çirkeflik bir saray sanki yazlık
Bunu yapanlar sanmayın millet saf değil
Sizin bu yaptığınız edepsizliktir gaf değil
O çirkefliğinizle tuttuğunuzda saf değil
Ömür uzun sanırsın bakarsın olur anlık
Şimdi diyecekler ki onlar kendini bilmezler, yanılmış insanlar buyurun okuyun.
Bir kişinin yanılması bütün halkın yanılmasına yol açar, bütün halkın yanılması da sonradan teklerin yanılmasına. Böylece yanlışlık elden ele geliştikçe gelişir, biçimden biçime girer; o kadar ki işin en uzağındaki tanık, en yakınındakinden daha çok şeyler bilir; olayı son öğrenen ilk öğrenenden daha inançlı olur. (Montaigne’inin ''Denemeler'' Adlı Kitabından Alıntı )
İnsan bu edeple olur diri
Edep ne varsa gönülde temizler kiri
İnsan düşürürşe dilde Allah diyen zikri
Nefis şeytan saldırır kalmaz hiç fikri
Fikirsizinde olmaz değeri unutur şükrü
Mehmet Aluç
