Card image cap
Guguk kuşu

GUGUK KUŞU
 
Sarkaçlı saatler vardı eskiden. Saat başı içinden bir guguk kuşu çıkıp ötüyordu. Bu saatlere niçin guguk kuşunun sesi kondu diye hiç merak ettiniz mi?
1750 li yıllarda Fransa ve Almanya’da üretilmiş bu saatler. Guguk kuşunun saatte kullanılması belki sesinin iki heceli ve vurucu olmasındandır. Bilmiyorum.
 “Guk guk”
Kısacası hiç yuva yapmayan bu kuş bir saat mucidi sayesinde, her evin en gözde duvarına yuva yapmış, evleri de işgal etmiştir.
Bu güne kadar hiç merak etmemiştim.  Aklıma, “hukuk mu guguk mu?” diye bir söz geldi. Bu sözü de nereden duyduğumu bilmiyorum, hatırlamıyorum.
Bu güne kadar guguk kuşunun sesini her bahar duydum. Çocukluğumdan beri, baharın gelişini müjdeleyen doğadaki seslerden birisidir guguk kuşu. Bu kuşu hiç görmedim. Sadece sesini duydum. Uzaktan gelen sesinde nasıl bir anlam var diye sorarsanız. Guguk kuşunun sesinde, sadece çocukluğum var derim. Sesini duyduğumda, .çocukluğuma dönerim hep
Bu kuşun en büyük özelliği, tarifsiz bir özgürlüğe sahip olması. Her şeyi kitabına uydurmuş bir kuş. Bir kere neslini sürdürmek için yavru yetiştiriyor. Aşırı bir sorumluluk duygusu var. Ancak hiçbir şeye elini sürmüyor. Irgat kullanıyor. Diyor ki; “Bu memleketin enayisi bitmez. Benim yerime yuva yapacak ve benim yavrularımı besleyip büyütecek bir enayi bulunur” diye düşünüyor. Gerçekten istediği enayileri de buluyor.  Hiç yuva yapmıyor. Yumurtalarını ve çıkan yavrularını takip ediyor sadece. Korumacı bir kuş, ancak yavrularına bir lokma yemek bile vermiyor. Enayi kuşlar var olsun.
Şöyle anlatayım.
Evlerdeki kanatlıların ırgatı hindidir. Altına kaz ördek, tavuk… Ne tür yumurta koyarsanız yavru çıkarıp analık yapar. Tavuk, kendi yavrusunu ayırt eder. Aileye yabancı sokmaz. Hindi salak davranışlarıyla suya giren ördek yavrusu için çırpınır durur.
Guguk kuşu, çevresinde yuva yapan kuşların yuvasına yumurtlar, o kuşun yumurtasını yuvadan atarmış. Salak kuş, guguk kuşu yumurtasından yavru çıkarır ve onları beslermiş. Eğer kendi yavrusu da varsa çıkan, guguk kuşu o yavruyu da yuvadan atıp kendi yavrularını bırakırmış yuvada. Uzaktan eğitim gibi bakım yapar kontrolü elden bırakmazmış.
Başkalarını kullanan sorumluluğu başkalarına yükleyen bir kuş bu. Enayiler çekiyor ceremesini. Guguk kuşu sürdürüyor saltanatını. Zengin insanların hizmetli kullanması gibi yaptığı iş. En iyi bildiği iş, uzaktan bile duyulan sesi, “Guk guk!”
Toplumu oluşturan çok “guguk” kuşu var artık. Doğurduğu bebeği, çöpe atanlar… Cami avlusuna, mezarlığa bırakanlar… Öldürüp kanalizasyona, dereye, denize gönderenler…
Toplumun sosyal yapısı ekonomik istikrarıyla çelişince, guguk kuşları artıyor. Açlık sofuluğu bozduruyor. İnsanlar, çıkış yoları ararken, kendileri de perişan olup gidiyorlar.
Düşünüyorum bazen.
Bir insan kirada oturmamalı. Bazı insanlarında fazla evi olmamalı. Herkesin oturduğu bir evi olmalı. Ancak oturma parası (kira) olmamalı.
Bakın ülkemizdeki uçurumlara.
Asgari ücret iki bin iki yüz lira. Bin lira kira verip ev tutuyorsun. Daha ucuzu yok. Bu insan nasıl geçinecek bin iki yüz lirayla? “Guguk kuşu olsa, hangi kuşun yuvasını işgal edeceğini bilir. Kimin evine sığınacak bu evsiz insanlar, guguk kuşu değiller ki!
Tepeden tırnağa kapitalizm.  Emek hırsızlığı. Onursuzların şatafatlı, hakkı çalınanların çilekeş  yaşamı, sürüp gidiyor.  Pislik içinde bir varoş hayatı, memleketin dört bir yanında. Nedense varoşlarda yoksulluk içinde olanların yuvalarını işgal eden insan kılıklı guguk kuşları hiç bitmiyor. Zira varoşlarda, kırsal bölgelerde yaşayanlar guguk kuşlarını çok seviyorlar.
Bizimle kafa bulanlar! “Gukguk!”
Bize güzel günler vaat eden siyasiler! “Gukguk!”
Bize sabır metanet tavsiye eden din adamları! “Gukguk!”
Din ile ahlakı ayıran din şovmenleri! “Gukguk!”
İnsanları pincik pincik eden tarikatlar dergâhlar! “Gukguk!”
Bel altından vuran sakallı ve cüppeliler! “Gukguk!”
Şehitlerin sefil evleri! “Gukguk!”
 Şehitlerin acılı anne ve babaları! “Gukguk!”
Kara lastikli madenci anne ve babaları! “Gukguk!”
Sokağa atılmış çocuk sesleri! “Gukguk!”
Çağdaş eğitimin içine edenler! “Gukguk!”
M.Kemal Atatürk’e vuran Yunanlı tarih uzmanlar! “Gukguk!”
Vatan millet ve “Türk düşmanlığı! “Gukguk!”
Ne güzel şehit mezarları yaptık! “Gukguk!”
Bizi Avrupa kıskanıyor! “Gukguk!”

 
Guguk kuşunu hiç görmedim hep sesini duydum. Baharın gelişiyle gün boyu yankılanan sesinin baharın bitişiyle kesildiğini de biliyorum.
Aynı mutluluk şarkıları gibi bir kuşun sesi tek kelimelik bir beste olsa da, doğadaki diğer seslerle birlikte Vivaldi’den daha güzel bir senfoni sunsa da bize…
Sadace bir ses!
Sesini duyduğumuz, hiçbir zaman etkisini hissetmediğimiz mutluluk abidesi bir “guguk kuşu.”
Bakıyorum da, memleketin heryanın da çeşit çeşit guguk kuşları.
Hep ötüyorlar, hep ötüyorlar.
Yuvamızı yapıyorlar!
Pardon!
Yaptığımız yuvalarımızın içine ediyorlar.
Sadece kulağımızda yankılanan bir ses, “Gukguk!”
Başka hiçbir şey yok.
 
Şuayipodabaşı…
29.01.2020/Kepez/Çanakkale