Gece Değildi İnsandan Daha Karanlık Olan!

 gece ve insanın karanlığı ile ilgili görsel sonucu



  Sorgulamayan kendi kendine yetmeyen, düşüncelerim sorgulasın istiyordum. Beynimin fikirlerimle bir doğum sancısı içinde, yeni fikirler üretmesini istiyordum. Ürettiğim kelimelerle, düşlere uzun bir gece ve gündüz içinde dolaşmak, tıkanmış fikirlerin yollarını açmak istiyordum. Biliyordum bu çok kolay değildi lakin her daim kolay olanı seçmiştim, beynim fikirlerimle zonklayarak bu zorlu çalışmayla parça kırmadan çalışmasını yol almasını, tıkanmışlığıyla yol vermeyen yollardaki dikenleri kapalı yolları açarak, ilerlemek istiyordum. Gazetelerde, televizyonda bu yolu tıkayanların sayısı hayli fazla iken, vatan uğruna bir şeylerini yitirenler için, saman altında su yürüterek tüm melekleri, şeytanın yardımcısı sananların çokluğunu yok etmek istiyordum. Hafızalarında kalastan odun taşıyarak yürüyenlerin, beynindeki kalasları yontarak şekil vermek istiyordum.

 

  Gecenin ayazında insana uymayan ayak izlerini takip ederek, bu yaratıkların kimler olduğunu ortaya çıkarmak istiyordum. Çünkü taşıdıkları nefret o kadar çok ağırdı ki, akıllarına bedenlerine baskı yaparak, ayak izlerini bu kadar derin baskısıyla büyüterek yerlerde, derinden izler çıkarmasına olanak veriyordu… Bu izleri taşıyanları taşıyan gecenin hiç suçu yoktu biliyordum, gece kendine sığınanı bir süreliğine kabul eder, daha sonra onca karanlığıyla kendini karartır diyerek kabul etmeyeceğini, gerçeğin parıltılı ışığıyla ortaya çıkaracağını biliyordum, istiyordum ki ben fikirlerimle ortaya çıkarayım. Yolumu kesiyordu hep SERMAYE ve onun kölelerini, ben uçuruma attıkça onlar hiçbir yara almadan gerisin geriye yukarı çıkıyordu! Çözecektim ben bunu iyi biliyorum!

 

  Şeytan dürttükçe başaramazsın diyerek, umudum suratına tokat attıkça arsızca hala gülüyordu şeytan! Fikirlerim üşüdükçe türküler söylüyorum, kurumuş sokakların yeşermesi için yağmur yağan ormanlardan yürüyerek yağmurlar biriktiriyorum. Gecenin ve gündüzün alnına bir buse konduruyor umutlar… Sen sana büyük acılar yaşatırdın EY FİKİRSİZ FİKİRLER. Uğraştırdın sen bizleri gece gündüz, büyüdük ellerinde, kocaman fikirsiz olduk yollarda kaldık. Hiç birimizi sen kâşif yapmadın, keşfederdik oysa biz sensiz kendimizi. Sen tamir edersin diye peşine düştük, biz bozulunca, yepyeni olur kendimizi onarırız derken, iyice bozulduk yoldan çıktık. Kapı aralığında baktım yollara çok karanlıktı, karanlık olsa da yürümem gerekirdi yeni fikirlerimle, kötü fikirli insanların yıkmak temizlemek için, vesselam.

Mehmet Aluç