Etrafımızı Saran İnsan Kirliliği!

Hatırla ey kardeşim, dün düşman ile
birlikte poz verirken masum canların yanmasına göz yumarken, gözlerine miller
saplansın duasında bulunan bizler, yakında gözlerine millerin çekileceğini
beklerken, secdede Rabbimize duayla gözyaşımızı gönderirken, ol deyince olduran
Mevla’m, sabır edin dedi, akla kara, karanlıkla şafak belli olsun… Siz bir mil
saplansın derken, ben on mil saplayacağım sabırla bekleyin derken, Rabbim en iyisini
sen bilirsin, sen ne bildirirsen biz onu bilir dedik…
Bizden önce mazlum kardeşim sevindi,
Rabbim gönlüne selametle huzurla inşirahı için dokundu, bu sevincin verdiği dünyadaki
huzur, sanki cennetten mazlumun gönlüne gelmiş konmuştu Allah’u Ekber…
Kendi karanlığı içinde yolunu
bilmez ukala cahil, benim yolum aydınlık ben bilirim bu yolu diye insanı
kandırırken, o peşinden gidenlerden önce kör kuyuya düştü haberi yok, ukala
olan ben bilirim diyenler şeytanın sırtını sıvazlamasıyla, geride kıç...na girenden habersiz, hala kendini bir numara insan sanır, insanlıktan nasibini almamış…
Ya peşinden gidenlere ne demeli?
Dün masum kardeşimiz bunlarla
savaşırken, kopan elinin peşine düşmeden peşlerine düşerken, yola düşen elini panzerle
ezerken o düşmanlarla sevinen, bu içimizdeki düşmanın peşinden nasıl utanmadan
gidersin? Dün Ramazan ayında, hakkın huzurunda kardeşinle saf tutarken bugün
nasıl ayrılır, düşmanın dostuyla sana düşman olanla aynı rezilliğe koşarsın? Müsemma
zamanlar içinde yanındaymış gibi görünen o iç düşmanın, düşmanlık kokan
sözlerini de mi hiç duymadın bre gafil?
Ben böyle yazdıkça kelimeler
heceler mahcup oluyor eridikçe eriyor, oysa kahraman ecdadın ismi yazılınca
kahramanlıkları anlatılınca kelimelerle hecelerle nasılda pırıl pırıl
parıldıyor gözleriyle kelimeler heceler… Daha fazla yazmadan son vereyim bu
olan biten yalan dolan rezilliklerin inşallah son bulması adına, onların
yanında olmamamızla olanların yıkımlarını seyretmemiz dileğimle, selamlarımla.
Mehmet Aluç
