Card image cap
Bi̇r yol bul, sen bi̇ze gel...

BİR YOL BUL, SEN BİZE GEL…

 

Davete icabeti, ben de iyi bilirim…

Israr etme ne olur, bir yol bul, sen bize gel.

Yaptıklarım naz değil, koşa, koşa gelirim!

Israr etme ne olur, bir yol bul, sen bize gel...

 

Ben de gelirdim lâkin bir yığın engeller var…

Kapıda bekleyen kim, ne kadar yüksek duvar?

Haydi, bekçiyi savdım, köpekleri kim savar?

Israr etme ne olur, bir yol bul, sen bize gel...

 

Kahveyse bizde de var, o bence bir bahane...

Gönül ne kahve ister, ne de bir kahvehane.

Manzaraysa, bizden de görünüyor şahane;

Israr etme ne olur, bir yol bul, sen bize gel...

 

Maksadın konuşmaksa, bülbül gibi öterim!

Sohbetime doyulmaz, mahalleye yeterim…

Takmam ben bu dünyanın, anasını satarım!

Israr etme ne olur, bir yol bul, sen bize gel...

 

Bak, sende şairlik var, bende şiire merak;

İnan okumak kolay, o işi bana bırak…

Sen nasılsa ustasın, ben de olurum çırak;

Israr etme ne olur, bir yol bul, sen bize gel...

 

Kelimeler biterse, biz bize bakışırız!

Bilsen, birbirimize bir güzel yakışırız...

Sizinkiler asabî, billâhi sıkışırız! 

Israr etme ne olur, bir yol bul, sen bize gel...

 

Ben öyle her bir telde oynayamam, bana ar!

Hem öyle açık, seçik, anlatılana kadar…

Uzun sözün kısası, sizin bahçe bana dar!

Israr etme ne olur, bir yol bul, sen bize gel...

 

Sessizce aç kapıyı, mehtabı uyandırma!

Gece vakti kimseyi, kapıma dayandırma!

Beni yak, önemi yok, kendini hiç yandırma;

Israr etme ne olur, bir yol bul, sen bize gel...

 

Antalya-2010

 

Halil Şakir Taşçıoğlu