Bahar Mevsiminin Taze Gül Kokulu Esintilerini Tenimde Hissederken.

 

İlgili resim


   Mevzu derinden yaraları sarma konusudur. İçimizde içimizi üşüten mevsimin iklimleri varsa kendimizi ısıtmadan, kimseyi ısıtamayız ve sımsıkı sımsıcak saramayız. İçimizdeki nidaları duymaz iken, dışarıdaki insanların nidalarını duyamayız. Sevmekle, içimizde yaz mevsimini bahar esintileriyle kurumuş ağaçlarımızı yeşertmeden, dışımızdaki dünyayı yeşertmemiz mümkün değildir.


   Duru olmayan gönül denizimizin dibi görünmez ve berrak değilken, yüzmemiz mümkün değil iken, başka gönüllerin yüzmesine olanak sağlamamızda mümkün olamaz.


   Çölde açan kaktüs olmayı seçerken, dikenleri kendimize batar acıtırken, açan gül gibi kokmamızda asla mümkün olmayacaktır.


   Seçerken bülbül olmayı karga oldum ise bülbül gibi gülün başında değil, meyvesiz ağaçların başından ancak tünekleyerek yaşayabilirim! Öyle ise karga isem, çölde yaşamayı seçtim ise etrafımda yeşermiş bir bağda değil, kalın sen şakrak olmayan sesimle etrafımı çöle çevirebilirim ancak, bundan kaçış(ım) mümkün olmaz, karga olmayı seçtim ise!
 
   Oysa fikrimin ince gülü olarak açmayı seçerken, yanlış yöne kaydı gönlüm, yol yakın iken dönmeliyim. Böylesine bir yanılgı içinde beylik süreceğime, garip bir insan olarak bir lokma ekmekle yaşamak en güzelidir. Kendime ömrüme kefen biçmeme gerek yok ki zaten, ölünce kefen biçiliyor zaten. Kendi kendime ahkâm kesmem gerekirken, başkaları için ahkâm kesmeme hiç gerek yok, çünkü böylesi ahlaka uygun değil, etik kurallara hiç uygun değil.


  Öyle ise uçmalıyım göçmen kuşlar gibi kendi öz yurduma özüme doğru, kendimi insanları ölüm vaat edenler gibi, yokluğa çanak tutmamada gerek yok, şükür farkına vardım, farkına vardırtan Rabbime binlerce şükürler olsun.   

           
   Bana hüzün eşlik edecekse bu yolda başım gözüm üstüne, hüzün Rabbimden gelen bir yolcu yol arkadaşı diyerek kabul ederim. Sabırla hüzünle yoldaşlık etmek ne güzeldir, yaşamak ve yol almak gerekir bunlarla, Rabbim göndermiş ise benim yararım için göndermiştir.


  Bunlarla çocuklar gibi, dallarında damlayan sevinç damlalarıyla sevince koşar neşelenir neşe saçarım etrafıma ne güzel… Nifakları yollarda temizlerim şen neşemle, neşemin kaynağındaki fısıldamalar bunları söylerken, nasıl duymazdan gelebilirim ki?


  Bahar mevsiminin taze gül kokulu esintilerini tenimde hissederken, kış ayında kalmış gibi üşüyenleri ısıtmalıyım neşemle gülüşlerimle, asıl mesele hatta derin önemli mevzu budur vesselam, selamlarımla.


Mehmet Aluç