Az Saçmalayalım Az Havaya Zıplayalım Sonra Anlayalım


Öyle alçak bir kapıdır ki zulüm kapısı, geçilmesi zorunlu oldu mu, insan ne kadar büyükse o kadar eğilmek zorunda kalıyor denilse de biz Millet olarak o kapıyı yıkar yüksek bir kapı yerine koyarak herkesin eğilerek değil dimdik geçmesini sağlarız


Dünü Mimarlarımızla İyi Döşeyemediğimiz İçin


Hayat güzeldir #hayat #güzeldir #erkek #kız #instalove #li… | Flickr 


Bence düne bakıp dünü mimarlarımızla iyi döşeyemediğimiz için bugün çöken Korona Virüs den dolayı, çöküntülerin arasında gezmek gibi bir şey oldu galiba sizin için bizim içinde, senin hissettiklerin gibisini bizlerde hissettik. Burada anlatılmak istenilen duyulmayan “Duyuş” “Duruş” tan uzaklaştıran yanlış yollara düşüren iten nedir?

A/ Bizlere ait olmayan insanların batının ve avenelerinin avarelerinin hepsine sömürgeci leşçi tayfası diyerek insanı sömürmek için bunca savaşa rağmen bir avuç bu insanları, kendi çıkarları için çizdikleri yaşama biçimine bizleri dâhil etmeyerek, sadece kendi çıkarları tıkarlarına sıkarlarına dâhil etmeden insan sınıfına kılıfına sokmayarak hiçe saymalarına rağmen bizlerin onları insan sınıfına koyarak, dünyaya taşıdıkları nefretine kinine karşı çıkmayarak, yaşama sevinci dediğimiz insana duyulan sevgiyi pekiştiren bizlerin bu duygularının arasına senlik benlik tıkarak serperek hepimizi birlikten ayıran adımlarını fark etmeden onların yanında olmamız en büyük etken.Haksızlık için yol alan Türkiye ve başkanımızın çabaları hemen sonuç vermese de hafiften esen bir rüzgâr esintisi gibi kalıyor, mazlumlara yönelip yüzümüzü bütün insanlara çevirirken, bizler iyiliğin senin peşinden gelmesi adaletli olup yalnız kalman daha iyidir diyerek çabalasak ta bu batı ve avarelerinin dersini vermediğimizden dolayıdır ki hiçbir ülke bizim kadar duymuyor ve dik duruş sağlamıyor. Suç bizde değil yanımızda olmayan ülkelerin suçudur.



B/Öyle alçak bir kapıdır ki zulüm kapısı, geçilmesi zorunlu oldu mu, insan ne kadar büyükse o kadar eğilmek zorunda kalıyor denilse de biz Millet olarak o kapıyı yıkar yüksek bir kapı yerine koyarak herkesin eğilerek değil dimdik geçmesini sağlarız yalnızca zulümle gezenleri yerde sürünerek geçmeleri için elimizden ne gelirse ders almalarını sağlarız.



Açamadım sanmayın rüzgâra karşı yelkenimi
Dolaşmadım sanmayın sizlere varmak için denizleri yolları
Çıktım bir sabah vakti, kimsesiz yola
Bir limanda buldum kendimi ve sizleri


C/ Şöyle ki öyle ki böyle ki,İnsanlarla bağdaşmak sarılmak bağdaş kurarak karşılıklı oturmak için filancanın bir denizaltıya botuna yatına uçağına atlayıp Kuzey Kutbu’na gitmek gerekirse biner gideriz, geride kalanlarımızı sevgisini kalbimize gömer bir süreliğine uzaklarda kalır, gönlümüzün acı haykırışlarını bir kuleye hapis ederek yanlarına gideriz.


D/ Kavramlar, duruşlar ortaklaşa yaşanılan kalıplaşmış sözlerle anlatılınca, insan oğlu kalıplarının dışına çıkarak aman bana ne bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın derken o yılanın en sonunda kendini de sokacağından haberi olmadığından yan gelip yatarak olaylara duyarlı duruş sergilemeyerek karşı koyamıyorlar.


E/ Şairlerimiz ne güzel söylemiş

Geyik atladı taştan

Gözlerim dolu yaştan

Kız senin güzelliğin

Çıkardı beni baştan

 

Aşk peşinde aşkla insanları sevmek varken biz gereksiz olan ne varsa sevmenin peşindeyiz, derdin kederin içindeyiz, ulan bana yan baktın biz yan bakanı ezmekteyiz.

 

Mehmet Aluç