Aşkın Saçaklarında Akarken Rahmet…



   Ä°lgili resimÄ°lgili resimÄ°lgili resim


Bir birine soğumuş gönüllerin rüzgârı sarmışken etrafımızı, yeniden ısınmak için gönülde bir alev yakmak gerek, hayatın penceresinden bakarken bu soğukluğa adeta üşürken, aşağıya inerek gönülleri ısıtmak gerek. Toprağın tohumu sardığı yeşerttiği gibi sarılmalı yeşertmeliyiz kurumuş gönülleri…


Doğasında gülümsemeler saklı iken gönlümüzde, dikenleri yetiştirmek te neyin nesi? Satırlarımın telaşı bir gülümseme bırakmak gönüllere, düşüyorum bu telaşın peşine, tek bir hece olan aşk ile devasa Hakkın rahmeti ile gülümsetmek gülmek istiyorum, heyhat sanki geç mi kaldım? İliklerimize kadar batmışken mutsuzluğun bataklığına, aşk dolu sözleri terennüm ederek uzatıyorum elimi hecelerimle cümlelerimle…
 


Aşkın saçaklarında akarken Rahmet, yarınımızın yok ki garantisi, nereye koşuyoruz? Rahmetsizliğemi? Tutun uzattığım eli, sığınalım Âlemlerin Rabbine, firar etmiş herkes kendi gönlünde kime bıraktınız orayı, şeytana mı? Şeytan ne anlar ki, gönülden? Nefsinize mi bıraktınız? Nefis ne anlar ki, gönülden? Herkes dönsün gönlüne, temizlesin içindekileri lüzumsuzları, efkârlı bakışları atalım gözlerimizde düşünceden gülümseyerek bakalım artık, bize gereken budur…
   


Hayat aldığımız her olayda yıkılmada bir hisse iken, duygulara baltalarla hücum ederek kökünden sökmek yok etmekte nedir? Payımıza düşen hisseyi alalım, fıtratımıza uyan güzellikleri kapalım, güzelliklere gebe yarınlara güzellikleri gülümsetelim, evet gülümsetelim; biz gülümsetince insanları güzellikler o zaman gülümser anlayalım artık. Aşkın pınarında, sızan suyundan bir yudum su içelim, dolduralım avuç avuç susayanlara koşalım, bu bizim yol aldığımız bir yol ve yolculuk, haydi yola çıkalım, selamlarımla.
 
Mehmet Aluç