AŞIRI TİTİZ OLMAK

Titiz olmak.
Her hangi bir konuda dikkatli davranmak, detaycı olmak
Bazı durumlarda önemli olabilir titiz davranmak.
Ancak, bir davranışı aşırıya kaçacak şekilde, abartarak uygulamak, titizliğin ötesinde bir davranıştır.
Örneğin, temizlik konusunda titiz olmak önemlidir.
Önemlidir de. Abartmamak lazım.
Manavdan alınan sebzeleri, sabunla yıkamanın titizlikle alakası olamaz.
Her açılması gereken kapının tokmağını, kâğıt mendille tutarak açmanın da bir anlamı yok.
Kendi pişirdiği yemeğin dışında yemek yemeyenler…
Birisiyle tokalaştıklarında, hemen elini yıkamak için lavaboya koşanlar…
Evlerinin dışında tuvalete giremeyenler…
Oturduğu koltuğun, sandalyenin altına peçete serenler…
Hastalık derecesinde, temizlik savaşçıları…
Hijyen! Hijyen! diye diye bağışıklıklarını kaybedenler.
*
Bir bayan öğretmen tanımıştım.
Okulda, hizmetlilerle sürekli tartışırdı. Çok titiz bir temizliğin peşindeydi. Dillendirirdi her şeyi. Çok temiz bir kişi olduğunu herkese duyurmak isterdi.
Bir gün kadının gözlerinin kanlandığını, kaşındığını öğrendik. Doktora gitmiş, Göz kapakları mikroplanmış. O temiz kadını bulmuş mikroplar. Başka bir zamanda öğretmenin ellerinde bir mantar oluştu. Ellerindeki mantarlarla ilgili tedavide gördü O kadarda temizlik yapardı kadıncağız. Neden mikroplar bu kadını, bu kadar sevdiler acaba?
Hani derler ya.
“İnsanın sevmediği ot, tepesinde bitermiş.”
*
Bir köyde çalışıyorum. Teneffüste, okulun bahçesine bir kadın girdi. Bağırıyor kadın.
“Öğretmennnn çocuklarına terbiye verrrr. Bana dokunmasınlarrrrrr!”
Kadının yanına yaklaştım. Kadının elleri ve ayakları şişmiş bir durumda, kıpkırmızıydı. Ayaklarında çorap yoktu. Elleri sürekli bir yere dokunmamak için hazır bir şekilde havadaydı. Benim öğrencilerim, teyzenin eline dokunup kaçmışlar. Teyze çeşmede elini sabunlayıp yıkamış. Yeniden başka bir yaramaz gelip teyzenin eline dokunmuş. Hadi yine el yıkamaya, çeşmeye. Sürekli suyun altında kalan ellerin, yapısı ve rengi değişmiş.
Bu teyze, evinde yakacağı, sobaya girecek şekilde kesilmiş odunları bile yıkayıp evin içine öyle koyarmış. Temizlik hastası olup çıkmış. Çocukları bile yanına gelememiş yıllarca. Elerlini bile öptürmemiş. Tek başına yaşadı ve yalnız öldü, bu kadın.
Ben yaramaz öğrencilerime zor anlatmıştım teyzenin durumunu.
*
Temizlik konusunda çok titiz davranmanın sakıncaları var.
Bağışıklık sisteminizi, çökertmemek lazım.
Bazı anneler çocuklarını çok sarıp sarmalarlar.
Bir rüzgâr ese çocuklar nezle olur.
Bazı anneler çocuklarının toprakta oynamasına izin vermezler.
Negatif enerjiler çocuğu talan eder.
Doğanın içinde aşırıya kaçmadan, normal temizliğimizi yaparak, her türlü değişimlere direnecek şekilde, bir yaşam tarzı geliştirmeliyiz.
Temiz olun olunda, yerdeki elmayı mendille silip yemekten de korkmayın.
Her çeşmenin suyunu da tahlil ettirme imkânımız yok.
Ne demişler;
“Her şeyin fazlası zarar, azı karar.”
Her şeyde aşırılığa kaçmak, hayatımızı kolaylaştırmaz.
*
Televizyonda bol miktarda dizi var.
İzlemeyeni döverler vallahi.
Çok dizi izlemem, daha doğrusu televizyon izlemem.
Bir diziye takıldım şu sıralar.
“U(mutsuz) Ev Kadınlar”
Bir Amerikan dizisinin yerli uyarlaması. “Marc Cherry” tarafından meydana getirilen dizinin, özgün adı: “Desperate Housewives”
Bizim sanatçılarımız bu dizide çok başarılı.
Yasemin rolündeki Songül Öden, benim ilgimi çeken oyunculardan birisi.
“Bennu Yıldırımlar” kusursuz eş “Berrin’i”, canlandırıyor.
Bu titiz kadın Berrin, aşırıya kaçan davranışlarıyla, ailesini darmadağın etti. Çocukları sevmiyor kadını. Kocası, sinir küpü oldu. Kadın yinede titizliğinden geçmiyor. Yanlış söyledim. Aşırı titizliğinden geçmiyor. Aşırılıktan taviz yok. Ortalık toz duman.
Demek ki her şeyin normali güzel.
Bu “normal” kelimesinden ne anlarsanız anlayın.

Şuayip ODABAŞI