Acılarla Beslenen Batı Ve Destekçileri!


mülteci ile ilgili görsel sonucu


  Yaratılıştaki gayemizle bizi bu âleme gönderen, Âlemlerin Rabbi Yüce Allah C.C. Yaşamla mücadele ederken bir taraftan da yaşamla savaşırken, yenik düşenlere yardım etmemiz için gönderdi. Bu halimizle kâmil insan olmamızı isteyen, Âlemlerin Rabbi Yüce Allah yoldaş olarak Âlemlere Rahmet Peygamberi ve nur Kur’an’ı gönderdi ki imanın şefkatli kollarıyla insanlığı sarmamız ve zalim olanların kafalarına imanın balyoz etkisi gücüyle vurarak ayıktırmak için. Tüm ruhumuzu anımızı peygamber sünnetiyle Nur Kur’an’la yoğurmamızı istedi, bu yoğrulma ile kâinatın en şereflisi olmamızı ve duygularımızı bu nehirde yıkayarak pak ederek, hayat yolunda tek başına kendimiz için değil, insanlık içinde mücadele ederek, onların mutsuzluğuna mutluluk katmak için yaşamamızı istiyor Âlemlerin Rabbi yüce Allah C.C.

 

İNSAN BU HALİYLE BİR FATİH OLUNCA BAHTINA DA ELBETEKİ “İSTANBUL” DÜŞÜYOR.

İnsan bu haliyle bir fatih olunca bahtına da elbette ki “İstanbul” düşüyor. Bu haliyle insanların en şereflisi olan insana, bir yerde dinlenmek yoktur, çünkü vakti değerlidir. Huzursuz olsa da, perişanlık çekse de, imanın çelikten zırhıyla dolaşıyor ki bu onu her tufandan korur, aşkla sevmek için bir durakta bir sahilde gezebilir muhabbetle gönüllere girebilir, lakin bu onun için helal olur lakin keyifle bir sahilde oturup dinlenmek istiyorum dese de bu ona haram olur, çünkü daha varacağı sarılacağı binlerce insan vardır, varmak için oturmak yasaktır. Bakın ecdadın tarihine aynen böyledir. İman eden insan bilir ki Âlemlerin Rabbine teslim olunca özgürdür artık. Özgürlük medeniyet denilen tek dişi kalmış canavarla insanı aldatarak kandırarak sunulan, bir armağan hiç değildir. Bilirsiniz tarih okumuşsanız hiç medeniyet yokken insanoğlu bu günden çok daha özgürdü. Batıya saplanarak yaşayanlar kaybolmaktan korkarken, biz iman edenler kaybolmayı seçerken kaybolmayız kaybolmanın içinde binlerce kez doğarız, kendimizi buluruz. Yaratan ve yok eden Âlemlerin Rabbi olduktan sonra Rabbimizden başkasından korkmayız çok şükür yardımıyla…

  İMAN NURDUR PAK EDER. BU NEDENLE KORKMAYIZ ZALİMİN KASIRGASINDAN.

   İman etmeyen vatan millet bayrak ne demektir bilmeyenler bilmez. Neyi mi? Söyleyeyim, düşündünüz mü acaba tefekküre dalarak, hangisi daha çok acıtıyor hangi sorumluluk yakamıza yapışarak bize şunu söylüyor imanın gereğince; bir şeyi söyleyip, keşke söylemeseydim demek mi, yoksa bir şey söylemeyip keşke söyleyebilseydim demek mi? Acı verir yaralar? İman edenler olarak doğru olanı söylemek vazifemiz söyleriz, iman etmeyenler düşmanla ortak olanlar söylemez sonunda yalnız perişan zelil kalır pişmanlıkla yanar ve kavrulur durur. İman nurdur pak eder bu nedenle korkmayız zalimin kasırgasından çünkü bazen fırtınalar, iyi gelir insana biliriz. Teknemiz biraz yıpransa da güvertende etrafında etrafımızda, hiç bir pislik bırakmaz alır götürür, iman etmek böyledir… Şöyle güzel bir sözde vardır altın değerindedir “Terbiyesizden edep beklemek dehşettir. Geçme katırın önünden seni teper çünkü aslı eşektir.” 

   Bedensel olsun ruhen olsun enerjimizi yönümüzü bu akan ırmaktan pak ettikten sonra susuzluğunu bu pınardan giderdikten sonra yola devam etmediğimiz sürede, bizi güçlü kılacak destekten moralden güçten mahrum kalacağımız, aşikârdır. Bize körü körüne yaşamayı sunan izimler mizimler modernizim diyerekten yok oluşu sağlayan aklımıza, duygularımıza elle enjekte ederek, bizleri yüce Kur’an Sünnetin imanla vermiş olduğu merhamet, şefkat, nezaket ve güven duygularının tek tek öldürmesini sağlayanların bu oyunlarını, saf dışı ederek imanla bu ruhun beden diriltilmesine imanla birbirimize yardımcı olabiliriz ki, bize izimler mizimler yok oluşumu sağlayan akıldan fikirden mahrum olanların,  insan ötekine ihtiyaç duyan ve ilişkileri kadar hayattan doyum alan birlikteliğine inanmayarak bizi parçalayanları, bizler bu çarpık savlarıyla paramparça ederek, merhametle imanla düşünen insanlar olması için mücadele ederek kazanmalıyız, başka bir çıkar yolumuz yok.

 

Acılarla beslenen batı ve destekçilerini yeryüzünde birlikteliğimizle silemediğimiz müddetçe, bize dünya ve ahirette rahatlık yoktur, vesselam.

Mehmet Aluç