ben seni en çok yaşarken sevdim
öyle...
yaşarım işte
katre katre kesilen gülüşlerinin altında
çocukluğumla yıkanarak
ve ıslanarak merhametinde aşk’ın
kurumadan yangınım
yanarak
yaşarım seninle
on yedilik delikanlının
on sekiz olma çabası kadar
ergence
delice biraz
çiçeklerle konuşan bir seyyahın
lal hayalleri gibi
sessizce
lâkin...
bilinmeyenlerini bilirek
yaşarım seninle
gül-ü naz
nazlı yarim
gülyarim
devirme bakışını...
tek hecesi okunmasa gözlerinin
adını ağlar gözlerim
sen dökülür kirpiklerimden
ben
tutamam ayrılığı, biz yerinden
bilirsin
bir çığlık boyu mesafede
kaç yaprak eskittim dalında
bu özlemin
bilmem kaç geceye yalvardım
henüz kararmamış
her bir yıldız gölgesinde
gül-ü naz
ben seni en çok susarken sevdim
öyle...
sustum işte/
susuyorum...