ÖZLEDİM DOSTLAR
 
Hayli zaman oldu görmedim köyü
Kınamayın, ben köyümü özledim.
İçimde bir sevda yapılan büyü
Kınamayın, ben köyümü özledim.
 
Seyrederken yolu tahtın üstünden
Haberler bir başka gelirdi dünden
Nişanda, şerbette, olan düğünden
Kınamayın, ben köyümü özledim.
 
Koşardık ırmağa cümbür cemaat
“Ekin”de, “cırcır”da olursa vaat
“Çimerdik” ırmakta hep saat saat
Kınamayın, ben köyümü özledim.
 
Uykulu gözlerle işe giderdik
Bazen inekleri dağda güderdik
“Kayazak”, “karahan” ne olsa yerdik
Kınamayın, ben köyümü özledim.
 
Zamanı gelince söküp “çiğdem”i
Çamın kabuğundan yapardık gemi
“Cevti çıkmış” derdik çayınsa demi
Kınamayın, ben köyümü özledim.
 
Ekşimen bulunca tuzlayıp yerdik
Yüzümüz buruşsa “tuturuk” derdik
“Yemlik” toplamaya dağa giderdik
Kınamayın, ben köyümü özledim.
 
Papatyanın adı, “yoğurt çiçeği”
“Urupla”, “gülek”se tahıl ölçeği
Çamlardan yapılır evin “merteği”
Kınamayın, ben köyümü özledim.
 
“Kındıra”nın kaymağını unuttum
“Kangal” derken ben kendimi avuttum
“Teleme”yi incir ile uyuttum
Kınamayın, ben köyümü özledim.
 
“Cilpirti”nin “kaşağını” sökerdik
“Pıynardan”, “kesmeden” “pelit” dökerdik
“Desteleri” “şelek” “şelek” çekerdik
Kınamayın, ben köyümü özledim.
 
Pişerdi ocakta “lepe” çorbası
Yanında bir soğan “taam”ın hası
Ayrılan bezeler hamur mayası
Kınamayın, ben köyümü özledim.
 
Dananın yanında öküzle, inek
“Böölek” tutardı ısırsa sinek
Yanınca yüzlerde görülür benek
Kınamayın, ben köyümü özledim.
 
Değnekten atlarla kaldırıp tozu
Kırlarda bir başka zıplardı kuzu
“Çevirme” yapardık yerken karpuzu
Kınamayın, ben köyümü özledim.
 
Yabani kavundur “karga keleği”
“Ay Dede”den isteyince dileği
“Çalı- çırpı” yüklenince “şeleği”
Kınamayın, ben köyümü özledim.
 
“Eyhana” “şiflenir” bazen de “çili”
Bebekler sarılır “ısıtıp kili”
Saygısız sözlerde “pabuçtur” dili
Kınamayın, ben köyümü özledim
 
“Göcceği” giyince sağılır arı
Tavada açılır “dikenli darı”
“Karsanbaç” yapılır bulunca karı
Kınamayın, ben köyümü özledim.
 
Kuruya, tazeye “pakla” denirdi
Sade bilinmezdi, “çıkla” denirdi
“Donbalak” dönmeye “takla” denirdi
Kınamayın, ben köyümü özledim.
 
Meyvelerin hasıdır simsiyah “murt”
“Bambıl” diyorlar ya, beyazca bir “gurt”
Sinirler gerilse şişerdi “avurt”
Kınamayın, ben köyümü özledim.
 
“Mısa’yı” bıraktık, döndü Musa’ya
Ahmet’le “Ehmet’i” koyduk kasaya
Katlanırdık keder, gama, tasaya
Kınamayın, ben köyümü özledim.
 
İrebiye, Iraz, Mıstafa derken
Çok şükür derdik “çomacı” yerken
“Çoban sokumu”yla dana güderken
Kınamayın ben köyümü özledim.
 
“Irahatlık” sokar, olur “hazele”
Acele bilinmez, “hemen”, “tez hele”
“Hayıttan” örülür en sağlam sele
Kınamayın ben, köyümü özledim.
 
“Mısmıl” konuşmaz ki, “dölek otursun”
“Mavranın” üstüne hayaller kursun
Bir görsen köyümü hayran olursun
Kınamayın, ben köyümü özledim.
 
Fatma’yı “Fatoş’la” mezara koyduk
Ahlak “etkileşti”, imandan soyduk
Ağustos sıcağında büzülüp “buyduk”
Kınamayın ben köyümü özledim
 
“Süleymen’i” çevirince “Seloya”
“Riya” girdi riya, düğüne “toya”
Tavırlar cilalı, yüzlerde boya
Kınamayın, ben köyümü özledim.
 
“İbraham’ı” İbo ile katlettik
Akıl durdu düşünceyi naklettik
Taş da yağsa bizler bunu hak ettik
Kınamayın, ben köyümü özledim.
 
Meliha’yı “Meloş”lara döndürdük
Şehvet geldi aşk ateşin söndürdük
Sevdamızı madde ile dindirdik
Kınamayın, ben köyümü özledim.
 
Ateş geldi, yağmur geldi, sel geldi
Asrilikmiş, bir acayip yel geldi
Birde baktık abuk sabuk dil geldi
Kınamayın ben köyümü özledim.
 
Aydınlım yürek bu; aşk ile vurur
Hasret yumak yumak sarılı durur
Günü gelir kötü kader boğulur
Kınamayın, ben köyümü özledim.
 
Musa SERİN, 20.04.2020