NE KADARIMIZ HACİRE ANNE, NE KADARIMIZ ERMENİ
2007 Senesinin 19 Ocak günü  Ermeni yazar Hrant Dink, Şişli'de Ermenilerin çıkarttığı Agos Gazetesinin önünde tabanca ile vurularak öldürüldü.
Ben bu olayın '' Ölümü hakketmişti - Onu öldürmekle demokrasi ve insan haklarına kurşun sıkıldı.'' Kısmına girmeyeceğim. Daha farklı bir şeyden bahsedeceğim.
Hrant Dink'in öldürüldüğü haberi duyulduktan sadece beş saat sonra başlayan ve devamında sadece dört gün içinde on binlerce insanın katıldığı bir eyleme dönüştüğünden bahsedeceğim sizlere
Hrant Dink'in ölüm haberini çalıştığı Nokta Dergisinde öğrenen  o derginin yazarlarından Alaz Kuseyri  hemen Agos Gazetesi önüne geliyor ve Agos yazarlarından Talin Sucuyan ile buluşuyor. ( Talin Sucuyan, asıl adı Razmig Sucuyan olan Ruhi Su ile akraba mıdır bilmiyorum ama soyisim benzerliği dikkatimi çekti.) Bu arada Bianet'ten Erol Önderoğlu da yanlarına geliyor ve Ermenice slogan atmak istediğini, Ermenice bilip bilmediklerini soruyor.
Talin Sucuyan elbette Ermenice biliyor ama soruyor ''Nasıl bir slogan atacağız?''
O anda Alaz Kuseyri'nin aklına ilk etapta Beşiktaş Çarşı grubunun  zenci futbolcular olan Pascal Nouma ve Samuel Eto'ya karşı yapılmış olan ırkçı saldırılara karşı dile getirdikleri '' Hepimiz Zenciyiz'' Sloganı geliyor ve '' Hepimiz Ermeniyiz Diyelim.'' Diyor.
Böylece '' Hepimiz Ermeniyiz'' Sloganı  doğmuş oluyor.
Bu üçlü derhal karton bulup üzerine Talin Sucuyan Ermenice, Diğerleri Türkçe olarak '' Hepimiz Ermeniyiz.'' Yazıyorlar ve Talinden öğrendikleri şekliyle Ermenice olarak '' Hepimiz Ermeniyiz'' Diye bağırıyorlar ama etraftan olayı seyredenler bu kişilerin amaçlarını anlasa da ne dediklerini anlayamıyorlar.
Bu arada önemli bir kalabalık birikiyor ve bu üçlü Türkçe olarak ''Hepimiz Ermeniyiz.'' Diye bağırmaya başladığında kalabalık da '' Hepimiz Ermeniyiz'' Diye bağırıyor.
Slogan bayağı tutmuştur. Bundan sonra yapılacak iş bu sloganı Hrant Dink'in cenazesinde çok daha büyük bir kalabalıkla atmaktır.
Bu arada  TMOB önünde toplanan bir grup da saat 8 de yürüyüş yapmaya karar veriyor. Bu karar televizyonlarda haber olarak duyurulunca bir anda Taksim'de  binlerce insan toplanıyor. KESK, DİSK, Tabipler Odası vs bir sürü sivil toplum kuruluşu...Çok kısa sürede hazırlanan kartonların üzerine '' Hepimiz Ermeniyiz'' Yazılıyor ve bu slogan atılıyor Taksim meydanında.
24 Ocak 2007 de yapılan cenaze töreninde sadece insanlara dağıtılan ve üzerinde '' Hepimiz Ermeniyiz '' yazılı Türkçe ve Ermenice kartonların sayısı 29.000
Evet, Türkiye'de yaşayan tüm Ermenilerin ( kundaktaki bebekten bir ayağı çukurda yaşlıya kadar ) toplam nüfusu 20.000 in üzerinde olmadığı, her yaştaki Ermeninin böyle bir törene katılması mümkün olmadığına göre demek oluyor ki  cenaze töreninde Ermeni olmayanlar da bir hayli yoğunluktaydı. Ellerinde herhangi bir pankart veya afiş olmanyaları da eklersek '' Hepimiz Ermeniyiz '' Hareketi sadece dört gün içinde  29.000 in çok çok üstünde bir sayıya ulaşmıştı. Evet sadece dört gün içinde...Sonrasında bu hareket pek çok sanatçının, politikacının, sivil toprum örgütünün desteklediği bir hareket oldu ve işin içine '' Ermeni Soykırımını tanı, Af dile, Tazmin et '' Gösterileri de dahil oldu.
Şimdi gelelim Hacire Anne'ye...Yani Hacire Akar'a
Hikayesini bilmeyenimiz yok. Hdp  Diyarbakır İl Örgütü binasına girdikten sonra bir daha göremediği oğlunu istiyordu Hdp den. Oğlunun kaçırılıp pkk terör örgütüne katıldığını düşünüyordu.
Kadıncağız Hdp binası önünde ağladı, sızladı, sesini duyurmak için çırpındı, bu arada hdp liler, daha doğrusu pkk lılar tarafından tartaklandı, hakarete maruz kaldı.
Yanında kimse var mıydı?  Yoktu...
Tek başına da olsa devlete sesini duyurdu sonunda ve Türk Polisi Hacire annenin oğlunu bulup getirdi.  Ama başka Hacire anneler de vardı.  Birer ikişer onlar da '' Yeter ulan, başlarım pkk nıza. Oğlumu verin'' demeye başladı.  Başlamasına başladı ama hdp önündeki sayıları on yediden öteye gidemedi.
''Hdp Diyarbakır örgütü binası önündeki bu eylem kaçıncı gününde?'' Diye sorsam kimsenin cevap verebileceğini bilmiyorum ( Buna ben de dahilim. ) 
'' Hepizimiz Hacire anneyiz'' Pankarları taşıyan bir Allah'ın kulu var mı?  Yok. On binlerce insanın Diyarbakır'da herhangi bir meydanda, mesela İstasyon Meydanında toplanıp '' Edi Bese ( Yeter Artık ) Diye yürüdüğüne şahit olduk mu?  Yok...Hepisi Ermeni olan duyarlı sanatçılarımızı (!), Hepisi Ermeni olan duyarlı sivil toplum kuruluşlarımızı ellerinde '' Hepimiz Hacire Anneyiz'' yazılı lolipop kartonlarla Diyarbakır'da gördük mü?  Yok... 
Bu ülkede iktidarıyla muhalefeti ile bir sürü siyasi parti var. CHP den, İYİ Partiden, Saadet partisinden böyle bir eylemi desteklemelerini beklemiyoruz zaten onlardan böyle bir bir şey beklemek kerhaneye düşmüş bir kadının oradan bakire olarak çıkmasını beklemek gibi bir şeydir, onu anladık da Ak Parti nerede?  Milliyetçi  hareket Parti nerede? Neden Diyarbakır'a on binleri, yüz binleri toplayıp da '' Hepimiz Hacire Anneyiz.'' Demiyorlar?
Allahınızı severseniz böyle bir zamanda sayın bakanlarımız neye bakıyorlar? 
Devletin her türlü desteği ve nimetiyle beslenen bir sürü sivil toplu kuruluşu var.  Kesk, Disk, Tabipler Birliği, Mimar ve Mühendisler odaları  vs bir sürü kuruluş '' Hepimiz Hrantız '' ve hatta ''Ermeni Soykırımını tanı'' Diyor da mesela doğrudan doğruya Cuhurbaşkanımızın himayesinde olan Okçuluk Vakfı neden oklarını, yaylarını alıp Diyarbakır'da Hacire Annelerin yanında yer almıyor?
Yahu bu ülkede Haluk Levent ve Ahmet Yenilmez dışında sanatçı yok mu?
Cumhurbaşkanımız ile sınıra kadar giden sanatçılarımızdan bir tanesi olsun yanında Cumhurbaşkanı olmadan Diyarbakır'a gidemiyor mu?  Haydi Diyarbakır'a gitmeyi vazgeçtim, iki satır kelam eyleyemiyor mu?
Bu işin bir yönü. Bir başka yönü de şu:
Evladı dağda olan sadece 17 aile mi var Diyarbakır'da?  Diğer aileler nerede?
Evet asıl can alıcı soru bu? Diğer aileler nerede?
Ve son olarak biz neredeyiz?
Hırant Dink'in öldürüldüğü gün sadece üç kişiyle başlayan bir eylem, o günün akşamında on binlere ulaşabildiğine göre kendimize de sormalıyız '' Biz neredeyiz?''  Diye. 
Sadece üç kişi bir günün akşamına doğru on binler olabilmişse bizim elimizi, ayağımızı bağlayan nedir? Kimden/kimlerden korkuyoruz ki kaç gündür o parti binası önünde sayımız onları, yirmileri geçemiyor?
Yukarıdaki birinci ve ikinci resme baktıktan sonra üçüncü resme de bakın ve cevap verin. Ne kadarımız Hacire Anne, ne kadarımız Ermeni?