KAF DAĞININ KUŞLARI
Demir aldı bir şilep ruhumun kıyısından
O gitti ben tükendim ufukta yavaş yavaş
Yakamozlar yeşerdi fikrimin çalısından
Bir diyar arıyorum araftayım canhıraş
Sancım ölüm sancısı ben kendime gebeyim
Kendi göbek bağını kendi kesen ebeğim
Masivada anneyim maverada bebeğim
Kundağı çürüdükçe palazlanan habbeyim
Kederli gökte bulut kederli yerde dağlar
Yağmûr ateş sağanak yağar toprağı dağlar
Ölü ölüye mihman ölü ölüyü bağlar
Kefen ölüden soğuk mevsim ölüme ağlar
Işık susuzluğunda pencereler çatladı
Göçkün düşler her gece biri bine katladı
Çelik kalıp gönlüme gam sığmadı patladı
Yıkım ki akıl almaz kanımı masatladı
Aynalar dikiş tutmaz çürük iplik gözlerim
Nefesimi doğradı bıçkın makas sözlerim
Ne korkunç bir mesafe ben kendimi özlerim
Uçurum var içimde ben bana tökezlerim
Ölmekten yorgun düştü kaf dağının kuşları
Süzüldü sermetlerden can kızılı başları
Sabrım için kim oyar şimdi kavi taşları?
Bitmez Narmânî'm bitmez bu yolun yokuşları
(Nurullah Özdemir) NARMÂNÎ 2019