O AN

Gökler yere inecek yer göğe yaklaşacak

Vücudumu ahirlik kundakla sereceğim

Tam o vakit göğsümün sancısı sıklaşacak

Göğsümden doğacağım sona yürüyeceğim


Yapraklar kök salacak ağaç solup düşecek

Nefesim çelik pençe taşı yırtıp deşecek

Damarım sütun ateş vehmim buzda pişecek

Başım mantar tutacak ve ben çürüyeceğim


Elimde bir ısırgan bir de lâle olacak

İliklerim içi bir yağmûr ile dolacak

Gideceğim ardımca bir kaç dua kalacak

Ruhum iplik tenim mum yanıp eriyeceğim


Son gösteri son oyun kapanacak perdeler

Bitecek boğuşmalar bitecek arbedeler

İsmimle titreyecek boğuk ton ifadeler

Tüm gözler kör olacak yalnız ben göreceğim


O an; ışık hızında dönecek belirişler

Varla yok arasında gidişler ve gelişler

Kesilip ayrılacak çıkışlar ve inişler

Nefsimin saçlarını çift örük öreceğim


Yolcuydu geldi geçti hükmü muhakkak fani

Emr-i ilahi mutlak mutlaka nedir mani?

Bir taş diker yazarlar üzerine Narmânî

Sonu olmayan sona son defa gireceğim


(Nurullah Özdemir) NARMÂNÎ 17.10.2018