Son şarkısını söylerken isyanla,

Kanadı kırık bir kuş

Bir dal koparıp gövdesinden yaşlı çınarın

Hüznü fısıldıyordu kulağıma rüzgâr

Sus diyemedim…

 

Kaç sonbahar üşür takvim yapraklarında,

Soldurur gülüşlerini nevbaharın

Ne yazı sıcaktı ne soğuktu kışı bu kentin

Uçup gidiyordu öperek düşlerimden kırlangıç

Dur diyemedim.

 

Gülünce geçer dediler gözlerinden yaşlar akıtarak

Acıya ağlanmaz mıydı oysa anne?

Acıda bir yanar insan kalbi yerde bir gökte bir

Vuruluyordu gülüşünden, eser yoktu öptüğü yerden

Gül diyemedim.