Geçtim...
Geçilemez dediklerimden!
Birden bine kadar değildi saydıklarım
Birden hiçe kadardı değer kattıklarım
Her manadan susadığım her aşktan
Yılgın gecelerin karanlık şafağından...
Ay ışığında ki gölgeden denizdeki köhneden
Bir bulutun sinesinden
Bazen bir dervişin yüreğinden...

Kendimde bulduğum beni
Terkedilmiş aynalardan zahirliği
Fısıldayan rüzgarın ıslığından
Kokladığım solgun gülün kızılından geçtim.
...
...
Geçtim, birden sonraki tüm hiçliklerden...
Kim anlar; ben anlamamışken beni
Kim sorar kimliğimi kim hayra yorar
Geçmişimle beraber bir kalemde geçtiklerimi?

Aşamadığım dalgaların köpüğünden
Davacı olsam ne çıkar?
Savcı da ben hakim de ben!
Yollarıma batan hicranlarımdan
Şikayetçi olsam kim duyar?
Eden de ben bulan da ben!
Hengameden çıkarttığım sorguları kim çözer?
Gören de ben duyan da ben!

Kuyu yusuftan nasipsiz kanar mıyım susuzluğa
Balık yunustan bi haber varır mıyım kuyruğuna
Musa denizlerde dehliz uğrarmıyım yamacına
İsa göklerde ki mesih çıkarmıyım yıldızına
Çöle inen ey güzel nur! Girer miyim sancağına?

Geçtim geçemeyeceğim ne varsa!
Zamana yenik düşen benliğimle
Umuda yol aldığım kırık yelkenliyle...
....
....

Kusur da ben günah da ben...
Mağfiret sen, rahman da sen...

hll