Mercedesine çadır yaptıranından, pahalı etro gömlek alanına, after umre partiye katılanına, sünnet düğününde dansöz oynatanına, ütülü cizgili kot pantolonuna ve tiki sarışın manitasına.

Bir gecede 5 mekan gezip milyarlar harcayanlar, bir valeye 100 USD tip bırakanlar, benim oğlanın da boyu kısa diye oğluna jumbo karides alanlar olsa da, her zaman "altı tophane üstü şişhane" işte önceden görmeyip sonradan görenler aleminde .

Her şeyi hak ettiklerini düşünmeleri, lafı döndürüp dolaştırıp kendileri, sürekli hürmet ve saygı görme istekleri, sınırsız para cevherleri, yeme-içme zevkine doyumsuzlukları, kremalı büskiitin kaymakları işte bu fanide en çok istedikleri.

Laf aramızda tamamen de haksızlık da etmiyelim; restoranda "şundan getir, bundan götür" "yalnız şu şöyle pişmiş olsun, bunun içine şunu koyma çiğerparem" diye garsona yardırsalar, arabalarında arabesk bangırtsalar da; ben yapamadım, oğlum, kızım yapsın, sahip olsun diye çocuğuna en iyi kolejler, piyano, keman, bale, 2-3 yabancı dil, ata binme vs. eğitimleri aldıranlar da var çoğunda.

Sonradan görenler ne yaparlarsa yapsınlar; aileden zenginlik, asalet görmüş önceden gören insanların kültür, bilgi, entelektüellik, üslup, zevk ve mütevazi olma vasıflarına erişmeleri çok zor bu afyon nargile kafayla.

Eshefle sonradan görmeleri ve para/mal, kadın/fahşa, makam/güçleri ile sarhoşluk içinde 24 saat cümleten canlı izliyoruz, karşılaşıyoruz gündelik hayatımızda, sosyal medya anavatanımız da. Gösteriş merakı,süs, şatafatla janjanlı şol cennetin ırmaklarında böyle mutlularsa bırakalım kalsınlar orda, bize dokunmazlarsa kendi başlarına.

Bize de Allah az verip aratmasın, çok verip azdırmasın, fakiriz diye de katlandırmasın. Ne gördüysek öyle yaşayıp kooperatifin borcuyla öyle ölüp gidelim bu fanide harbi ahbaplarla işte.

Rahmi Kızıltoprak