SON YOLCULUK

Yolculuğa çıkmış bedenim

Karlı, yüce dağların başında yolculukta

Ak düşmüş dalgalanan saçlarıma,

Kar yağar

Kar yağması onları üzmez

Çünkü zaten beyazlar

Yolculuğa çıkmış cesedim

Uzak ülkelere, sıcak ülkelere

Konargöçer turnalar gibi

Nerede akşam orada sabah

Ne sonunu düşünür

Nede gelecekten bir şeyler bekler

Neden bilmem ama

Yolculuk dipsiz bir kuyuya

Çıkrıkta duran kova gibi

Yavaş yavaş inmekte gözümün önünde

Zaman sarışın güneş altında

Sırıl sıklam kar tanesi gibi erimekte

Kaplumbağanın ağır aksak yürümesi

Zaman gibidir yürümesini gör

Umursamazsın  bile …

Yolculuğa çıkmış ruhum

Ölümün sessizliğinde

Zamanın ilerleyişine aldırmadan

Varını yoğunu ortaya koymuş

Harıl harıl çalışmakta

Engin denizlere yelken açmış

Kibrit kutusu gemisiyle

Ülkeler fethe hazırlanır zavallım

Bilse bir gün kafesten mavi boşluğa

Kanat çırpacağını aheste aheste

Süsler mi idi kafesini

Bilse bir gün ölüm

Kapıya dayanacağını

Hiç boş verir miydi hayata

Emanet bedenine en güzel itinayı

Küçük çocuğun saf duygularıyla sunar

Bilse bir gün

Karşılardı kapıda ölümü

Beyaz kefeniyle hafifçe titreyerek

                                                                                                              25.12.2021 Muammer KARS