1923 Yılında Pasinler (Hasankale) ilçesinde doğan ve 86 yaşında Pasinlerde hayata gözlerini kapatan, Teyyo Pehlivanın gerçek ismi, Tayyib İde’dir. Teyyo Pehlivan, “Pehlivan” lakabını gençliğinde yaptığı ve ömrü boyunca ilgi duyduğu karakucak güreşlerinde dolayı almıştır. Okuryazarlığı olmayan Teyyo Pehlivanın, Hayal gücü O kadar geniş ve güçlü imiş ki anlattığı fıkraları gerçek gibi ve çok ciddiyetle anlatırmış ve herkesi güldürürmüş anlattığı fıkralar öylesine yayılmış ki artık Dünyada herkesin diline yerleşmiş durumdadır. Teyyo Pehlivan ömründe hiç evlenmemiştir.
Teyyo pehlivanın anlattığı tatlı yalanlarını öyle fıkralara çevirmiş ki. Teyyo Pehlivanın fıkralarını daha yakında incelendiğinde aslında tüm fıkralarında çok müthiş bir zekâ fışkırdığını göreceksiniz.

VAPURU NASIL ÇIKARDIM ?
Bir gün gahvede oturiram, telefon çaldi
“Pehlivan seni telefona istirler” dediler.
Gaktım baktım, Trabzon Valisi:
Pehlivan, denize bir cip düştü… Çok uğraştık çıkaramadık… Allah’ını seversen gel bize yardım et.
Gıramadım herifi. Gettim Trabzon’a. Atladım denize. Tahtim halati cipe. Bir eliminen halatı çekirem, bir eliminen de gulaç atirem. Öyle bir ağır ki sormayın… Çekirem çekirem yerinden zor kıpırdir. Tikkatli baktim ki bir de ne görim? Meğerse cipe koca bir vapur takılmış. Sonunda hayli terledim ama cipi de, cipin kuyruğuna takılmış vapuru da çıkardim”
ATATÜRK İLE AVA GİTTİM
Rahmetli Atatürk, İsmet İnönü birde ben Suriye sınırına ava gettik, elimizde mavzerler var, birde ne görim havada bir bölük durna dönüp durir, ilkin Atatürk ateş etti, vuramadi, sonra İnöni atdi oda vuramadi, ben elime mavzeri alıp ya Allah Bismillah diyip tetige toğundum, birde bağdım bir bölik durna ayağımın dibine düşti, hemen Atatürk yanıma gelip sırtımı sıvazladi “Aferim Teyyo eyi atıcıymışsan” dedi.
TÜRKAN ŞORAY BANA AŞIK
Türkan Şoray Erzurum’a filim çevirmeğe gelmiş. O zaman benim de delikanlı çağım. Tutuldi kadın… Sabah akşam birlihteyih, ‘Teyyo diyir başka bir şey demir. Birgün Türkan golumda bizim eve dogri gidirih. Esnaf işini bırakmış bizi gollir. Ele süzirler, sanki heç garı görmemişler.
AT İLE AMERİKA
“Elizabet o gün Amerika’dan beni aradı. Bir at bul bul yanima gel dedi. Garıdaki güzelliği bir görsez anam avradım olsun yayan gidersiniz.
KARTALI YAKALADIM
Bir gün uçakla Ankara’ya gidirem. Elimi de camdan çıkarmışam, bir baktım bir gartal, hemen elimi uzattım, yakaladım aldım gartalı içeri. Ola bi baktım, hostesler nasıl cıvılir, nasıl cıvılir. Neyse bende gorkutmiyim zavallı gızları dedim ve bıraktım gartali, uçtu gitti.
MUHAMMED ALİ İLE BOKS
Daha Muhammet Ali müslüman olmamış! Bana dediler ki
“Teyo yensen yensen, bu adamı dünyada bir tek sen yenersen.. Bu adamla bir ringe çıh da, haddini bildir.” Gıramadım çocuğlari.. Gahdım taaa Amerika’ya geddım.
Attılar beni ringin ortasına, Nasi vuriram Muhammet Ali’ye… Baktım bir ara salavat getirir.
O sırada birisi merak edip sorar.
-Teyyo dayı müslüman olmayan biri hiç salavat getirir mi?
Teyyo ayağa kalkar…
-O gedder yumruği yiyen de, din iman mi kalır… ?