Bizim köy en yakın ilçeye otuz beş kırk kilometre uzaklıkta yani şehirden hayli uzak bir köy idi. Yirminci yüzyılın son çeyreğinde bulunduğumuz bir zamanda köyümüzde okul yoktu. Ya komşu köylerdeki akrabalarımızın yanında okuyor idik yada ilçede yatılı okulda okuma imkanına sahip oluyorduk. Babamlar Pasinler İlçesinin Esendere köyünde arazi satın almışlardı. Bu  okula gideceğimiz anlamı taşıyordu. Esendere köyümüzden yirmi kilometre uzaklıkta, ilçeye de on veya on beş kilometre yakınlıkta bir yerde idi.


O zamanı düşünüyordum da araba bulmak lüks, traktör bulmak ise bir hayli konforlu idi. Biz o köyde bulunan İlkokula amcamın çocukları ile birlikte yürüyerek gitmiştik. Ve beraberimizde on on beş tane kadarda hayvan vardı. Yani toplamda yolculuğa katılacak beş kişi ve on beş hayvan vardı. Ben, Yaşar abim, amcamın oğlu Vahdettin abim ve onun kardeşleri  benim ile aynı yaşta olan amcamın ikizleri Veysel ve Köksal vardı.

         Sabah erkenden yola koyulduk. Sevinç  ve neşe içinde zıplayarak başladığımız okul yolculuğumuz, zaman geçtikçe zorlaşma yorucu bir hal almaya başlamıştı. Neşeyle başladığımız o  yollar canımızı sıkmaya bizi bir hayli yormaya başlamıştı. O eğreti bozuk yollar gözümüzün önünde uzadıkça uzuyordu.  Yani yirmi kilometrelik yol bize bir asır gibi gelmişti. Biz köye vardığımız zaman vakit çok geç olmuş ve her tarafı karanlık kaplamıştı. Etrafta köpeklerin havlama sesinden, servi kavaklarının ve söğütlerin dalları arasına yuva yapmış kargaların sesinden başka ses yoktu.


Nihayet yorgun argında olsa kendimizi eve atmıştık. O gece yorgunluktan tabiri caizse deliksiz bir uyku çekmiştik.  Hepimiz geç bir saatte uyanmıştık.  Güneş epey zamandan beri güzel yüzünü göstermeye başlamış, gülücüklerini saçıyordu. Dışarıya çıktım, her taraf yemyeşil ağaçlarla kaplı, sebze bostanları, mısır tarlaları, patates tarlaları ve pancar tarlarının bulunduğu burası yemyeşil bir ova idi.Akşamın sessizliğine inat, cıvıl cıvıl insan seli işe güce akın ediyordu....

02.12.2020 Muammer KARS