Öğretmene kalkan eller kirilsin
Anadır, babadır, sadık yardır o!
Öğretmene kalkan eller kırılsın!
Darda kaldığında hep o vardır o!
Öğretmene kalkan eller kırılsın!
Cehalet kör düğüm, açan öğretmen!
Karanlığa ışık saçan öğretmen!
Vakitli, vakitsiz göçen öğretmen!
Öğretmene kalkan eller kırılsın!
Öğretmen olmazsa yanar çıramız
İyileşmek bilmez, kanar yaramız
Onunla bir ömür iyi aramız
Öğretmene kalkan eller kırılsın!
Gönül bağımızdan sevgi derendir
Biz bir vermesek de o bin verendir
O ki gönül gözü ile görendir
Öğretmene kalkan eller kırılsın!
Toprağa tohumu eken sensin sen!
Körpe fidanları diken sensin sen!
Ağacı yaş iken büken sensin sen!
Öğretmene kalkan eller kırılsın!
Ne sorular sorduk, sen cevapladın
Bizler dağıttıkça sen hep topladın
Gönüllerimizde çok yer kapladın
Öğretmene kalkan eller kırılsın!
Dili tutulanın dilleri sensin
Elsiz kalanların elleri sensin
Tarumar bahçenin gülleri sensin
Öğretmene kalkan eller kırılsın!
Seninle her mevsim bahardır bize
İzinden gittikçe çıkarız düze
Ne varsa aşikâr, hacet yok söze
Öğretmene kalkan eller kırılsın!
Her kalp bir kapıdır, sen eşiksin sen!
Aşkın membaısın, bir âşıksın sen!
Karanlık gecede bir ışıksın sen
Öğretmene kalkan eller kırılsın!
Bitmez mürekkepsin kalemimizde
Batmayan güneşsin âlemimizde
Tesellimiz sensin elemimizde
Öğretmene kalkan eller kırılsın!
Doğusun, batısın; dört bir yanımsın
Şanlı bayrak için akan kanımsın
Masallarda eşsiz kahramanımsın
Öğretmene kalkan eller kırılsın!
Kalbim meskenindir bir ömür boyu
Senden izler taşır güzelin huyu
Peygamber mesleği, asildir soyu
Öğretmene kalkan eller kırılsın!
Selâmet yolunda bilgindir azık!
Kıymetini bilen kalmadı, yazık!
Mızraplar kırıldı, akortlar bozuk!
Öğretmene kalkan eller kırılsın!
Çaresize çare, umarı sensin
Biz bayrakta kanız, damarı sensin
Bu kutlu yapının mimarı sensin
Öğretmene kalkan eller kırılsın!
Yusuflar kuyuda, el veren yoktur
Önümüzde dağlar, bel veren yoktur
Dört yanımız diken, gül veren yoktur
Öğretmene kalkan eller kırılsın!
Yusuf'a uzanan ellerin nerde?
Yunusça seslenen dillerin nerde?
Diken içindesin, güllerin nerde?
Öğretmene kalkan eller kırılsın!
Edep erkân bitti, saygı kalmadı
Büyük kim, küçük kim; kaygı kalmadı
Kalplerde muhabbet, duygu kalmadı
Öğretmene kalkan eller kırılsın!
Elinden tutan yok, söyle ne hâldir?
Yokluğunda nefes almak muhâldir
Bir tebessüm eyle yüzleri güldür
Öğretmene kalkan eller kırılsın!
Sen bir meşalesin, söndüremezler!
Aydınlık yolundan döndüremezler!
Sancın derindedir, dindiremezler!
Öğretmene kalkan eller kırılsın!
M. NİHAT MALKOÇ