Dillerden düşmeyen bir türküsün sen
Bayrağa renk veren alların vardır
Peşinden koştuğum bir ülküsün sen
Bin bir derde deva balların vardır
Üzerine bassan gülümser toprak
Elini değdirsen yeşerir yaprak
Sen mahir ustasın, talebe çırak
Meyvelere durmuş dalların vardır
Yüce dağ başında kar gibisin can!
Canımızdan özge yâr gibisin can!
Hasretinle yakan kor gibisin can!
Anlaması müşkül hâllerin vardır
Gelinin saçına çalınmış kına
Temeli hoşgörü, bilgiden bina
Mimar Sinan, Yunus, sen İbn-i Sina
İlim pazarında şalların vardır
Toprağa tohumu eken bahçıvan...
Körpe fidanları diken bahçıvan...
Ağacı yaş iken büken bahçıvan...
Çatlamış, nasırlı ellerin vardır
Okları hedefe süren yaysın sen
İlimden bizlere düşen paysın sen
Zifiri gecede dolunaysın sen
Baharı andıran yellerin vardır
Gök kubbeye değen başlar sendedir
İçe akıtılan yaşlar sendedir
Masmavi umutlar, düşler sendedir
Bentlerini aşan sellerin vardır
Medeniyetime beşik öğretmen
Hayallerimize eşik öğretmen
Karanlık gecede ışık öğretmen
Zirveye yol veren bellerin vardır
Sevgi paletinde renktir öğretmen
Anaya babaya denktir öğretmen
Yürek meydanında cenktir öğretmen
İrfana adanmış yılların vardır
Cehalet zırhını deler geçersin
'Olmaz' diyenlere güler geçersin
Mazlumun yaşını siler geçersin
Yunusça söyleşen dillerin vardır
Âşığın sazında tel olmuşsun sen
Düşene uzanan el olmuşsun sen
Yalnızca Allah'a kul olmuşsun sen
Buram buram kokan illerin vardır
Halaydır, horondur, bardır öğretmen
Namustur, iffettir, ardır öğretmen
Kalbi tutuşturan kordur öğretmen
Derslere çağıran zillerin vardır
Ümit çiçekleri açar bahçende
Esrik rayihalar saçar bahçende
Şeyda bülbül güle uçar bahçende
Mısır'ı sulayan Nil'lerin vardır
Maksuduna varır izinden giden
Yokuşlarda kalmaz düzünden giden
Hiç pişmanlık duymaz sözünden giden
Menzile ulaşan yolların vardır
Dünyada ne varsa eserin senin
Hep kendine yontmaz keserin senin
Gönül sarayıdır has yerin senin
Sarıp sarmalayan kolların vardır
Kalpleri ısıtır sıcak nefesin
Bülbülü yandırır o billur sesin
Sen ümit taciri, düşmanı ye'sin
Ana, baba, bacı rollerin vardır
Fırat'ın, Dicle'nin akışısın sen
Annenin oğluna bakışısın sen
Peygamber çiçeği kokuşusun sen
İbrahim'den kalan küllerin vardır
Yetime, öksüze kucak öğretmen
Yuvasıza yuva, ocak öğretmen
Zemheride bile sıcak öğretmen
Kuğulara mesken göllerin vardır
Kalem tutan pamuk eller senindir
Ilgıt ılgıt esen yeller senindir
Mızrapla dertleşen teller senindir
Dikenler içinde güllerin vardır
M. NİHAT MALKOÇ
Çok manidar tüm öğretmenlere ithaf olsun, kutlarım, saygılar hocam