Dün gece onu gördüm be abi
Büyümüş serpilmiş, güzelleşmiş.
Kimsenin beğenemediği Nermin.
Mahallenin dilinde destan olmuş
Bütün delikanlıların, göz nuru göz bebeği,
Eskiden dimdik yürüyordu
Burnundan kıl aldırmıyordu.
Hele hele topuklu giydiği zaman.
Sanki caddede deprem oluyormuş gibi.
Diken üstünde oluyordu Erzurum Ahalisi
Eski günlerin hatırına bir selam çaktım.
Oralı bile olmadı.

Belki görmemiştir diye tekrar el salladım.
Ama o burnundaki kılı hala aldırmamış,
Bir umut beklemiştim oysa boşa kürek çekmişim.

Bir tebessüm sadaka misali.
Tabiri caizse kör pişman çekip gittim.
Yani anlayacağın be abi.
Bu fukara kim Nermin kim.
En çok zoruma giden şeyde.
Serserilerin laf atmasıydı.
Elimden gelen hiçbir şeyim yoktu.
Anlayacağın be abi.
Dişimi sıka sıka dişlerim çürüdü.

Ne umutlar beslemiştim.
Ne mutlu günler hayal etmiştim.
Seni seviyorum deyip dağlara haykıracaktım.
Her gün onunla geçiyordu hülyalarım.
Tutam tutam kırmızı güllerle karşılayıp.
Diz çöküp saatlerse yalvaracaktım.
Seni seviyorum diyecektim.
Kendi kendime düşündüm de be abi.
“ Aç tavuk kendini darı ambarında zannedermiş”
Git işine ey mecnun dedim.
Garibe sevmek de neyin nesi.
Eğer mutluluk varsa serde.
O da ölümlerden ötesi
21.01.2021 Muammer KARS