EŞREF SAATİ 
 
Kıymet ne ağır yüktür emânet bedenlere
Eskimiş güzellikler efkâr dolu çarşılar 
Revan olsak yollara gitsek şöyle dünlere 
Eşref saatlerinde bizi burhan karşılar 
 
Ne bir ses ne bir nefes ne us kaldı kullarda
Nefs uykudan uyanmaz ister gökten insin nûr 
Geçti gitti gençliğim yalancı masallarda
Böyle zelil bir ândır şuur sanki başta ur 
 
Gök bulutu yüklendi sağanaklara gebe
Ne hazîn bir çelişki bize kalan yâdigâr 
Dilsiz can avuntusu herkes oynar körebe 
Tutsak kaldım mâzîde gezsem de diyâr diyâr 
 
Her sakallı bir derviş şimdi imam nâfile 
Mâzîyi yâd ederken rûhumuz hafifmeşrep
Mezhep mezhep ayrılan iman yüklü kâfile
Şâfağın dar vâktinde hızırı bekleriz hep 
 
Ne zamandır esiriz aklı saran düğüme 
Özü cehalet kokan çile kundağındayız 
Ebrârî'yim bakmayın söze büründüğüme 
Ceberût bir nesilin köhne kucağındayız
 
Ziya Üçer (Ebrârî)