Ardahanlı Teyze

On beş yirmi kazıyla

Güneş ufuklara

Sessiz sedasız süzülürken

Elinde sopası

Sırtında altmış yıllık kederiyle

Ağır ağır yürüyordu

Yeşil çimenlerde


Bir başka tarafta

Güzel gözleriyle Goncagül

Kendi kazlarıyla birlikte

Komşunun kazlarını da

Otlatıyordu istemeye istemeye


Güneş uyumaya süzülürken

Yatak odasına sessizce

Karanlık çöküyordu

Ardahan’ın üzerine


Parkta insanlar

Orantısız

Dağılmışlardı banklara

Birkaç sevgili

Sarmaş dolaş yürüyor

Birkaçı çekirdekle

Savaştalar çatır çutur


Bir teyze yürüyor

Yaya yolundan

Gam yüküyle birlikte

Belli ki yükü ağır

Sırtına kambur eklenmiş

Taşıyamıyor sanırım çok ağır

Arkadan kenetlemiş

Ellerini sıkı sıkıya


Parkın lambaları

Yavaşça salarken loş ışıklarını

Çocuklar salıncak sevdasında

Dünyadan bihaber


Bir baktım da etrafıma

Tek yalnız benim

Tek dostum

Dost diyebileceğim

Mavi mürekkepli bir kalem

Sayfaları tozlanmış

Küçücük not defteri

Yalnızlığımı anlatmak için

Bir türkü tutturasım geldi

Yana yakıla

Ne desem bilmiyorum

Ne avuturdu beni acaba

Bilemiyorum

En iyisi

Yazık diye kargalara

Vazgeçtim türkü söylemekten

Yazık hayvanlara


Hocanın eli kulağında

Akşam oldu

Bugünde böyle geçti

Üç kuruşsuz ve karsız

Söyleyeceğim bir şey varsa

Evli evine, köylü köyüne

Bırakalım parktaki sessizliği

Kendi haline

Serinletsin yüreğini

Meltemlere karşı hafifçe

2911.2020 Muammer KARS