Card image cap
Yoksun i̇şte

Kalbime tutunamadın diye düşündüm
İçimden canlar dökülürcesine çaresiz hissettim.
Sıcak ten arayan mazlum ve ötelenmiş kalbim
Hasret girdabına düştü, içinden çıkamam
Dönerim etrafımda bakamam yüzüne kimselerin
Görmeyeli hayli zaman oldu sayamadım
Tavan yapan özlemler içimde çınlar
Yürek duvarlarımda yankılanır
Dön artık bu ayrılığa dayanamam…
**
İçimi oylum oylum oyan yüreğimdeki yar
Hasretine nazdan köprüler kurma
Avaz avaz çığlıklarıma yükledim zamanın boşluğunu
Ben yolumu şaşırdım yokluğunda!
Sen, sana kur
Kaderime denk gelen
Beni benden,
Canı candan ayıran
Yarı yardan şaşırtan o kör ve vicdansız şaşkın pusulayı!
**
Ne yapsam boş veremedim
Her zamanki gibi
Şavkı tenime vurmuş,
Zihnimdeki fal kurbanı papatya kopuşları!
Seviyor, sevmiyor
Özlüyor, özlemiyor
Sabır kalmadı yeter!
Sonunda kanatlandı mahcup sevdam
Namlusundan fırlamış mermi gibi yüreğimden
Koşarak gitti sanki sevdanın canı,
İnsafsızca dal koparan ruhumdan
Ve bir canımdan bir can ayrıldı
Sanki aşkla girdiği yorgun kolumdan
Sevdam çıkmaza girdi, ikiye ayrılan kader yolumdan!
**
Meçhule gebe mi hasretimiz
Söylesene ey zalim yar!
Yıllardır tutunamadığım
Sevda dalından düşme korkusu yaşarken,
Sahi neredeydi kalp gözümün yar diyen işareti?
Neredeydi, bizi kavuşmaktan alıkoyan
O şanssızlık ve kibirlilik melaneti?
Düşündüm de bulamadım yar;
Çıkamadım kördüğümün zalim çıkmazından...
**
Tutundukça sarsıldım,
Sevdayı ayakta tutan ağaçların çatlamış dallarından
Çare ne ki yar?
 Söyle!
Söyle kim, neden alıkoydu bu karanlığın çıkmazından?
Nedir kurtuluş?
Bu eski ve belli ki artık paslanmış prangadan?
İçim burkularak düşündüm bunları yar
Söyle yar; Yürek kendi derdinde...
Sevda derinlerde...
 Kim bilir hangi yürekler atıyor,
Bir birinden habersiz, söyle nerelerde?
Yoksun işte;
Hem kör bir gecenin yüzünü göstermeyen pervasız ve zalim karanlığında
Yoksun;
Hem de apaçık kendini kaybetmiş bir an’ın mendil sallayan uzaklığında
İçimde çınlayan yıldız gibi olsada hasretin!
Yoksun işte…
 
Mustafa KARAAHMETOĞLU
14.12.2019
 
* İçimde çınlayan yıldız gibi hasretin!.. başlıklı yazıdan esinlenilmiştir…