Card image cap
Sensi̇zli̇kten ölüyorum

Dertli dağlar kekik kokar
Bende saramadığım yar kokusu
Gözlerim iki çeşme durmadan akar

Yaralarım kanadıkça
Deli gönlüm yollarına bakar
İçimde kaybetme korkusu var

Sensizlikten ölüyorum

**

Gün batar usul usul

Dağlar güneşi saklar

Kararır gün elini geceye bırakır

Yeniden doğar yıldızlar dolunay

Kaybettim

Bitti dediğin an yalnızlığım sarmalar

Bitti dediğin yerde

İçimde yok olma korkusu ile

Yokluğunda ölürken

Acılarım yeniden başlar

**

Sineme sardığım sancılarımla beklerim pencerede seni

Dudaklarımdan düşmez

Şarkıların nakaratı gibi adın.

Dalgın daldın sokağa

Gelip geçen arabalara bakarım.

Yolcu indirip bindiren

Otobüsler, dolmuşlar

Her yerde

Gözümün baktığı, aradığı sen varsın…

*

Bütün bekleyişler nafile

Çektim perdeleri

Kapattım penceremi çaresizce

Günışığına sırtımı döndüm.

Kaçtım ışıklardan.

İşte böyle garip bir haldeyim ey yar!

Yokluğunda korksam da yalnızlığımdan

Yoldaşım olur zifiri geceler.

Aşığım işte

Ölüp ölüp dirilirken

Kör kütük karanlıklara…

*

Ağır kesif küf kokulu odam

Dehlizlere oyulan mahzene benzer.

Nemli ve soğuk taş duvarlarında

Kendimce

Kapılar açıyorum sana açılan.

Açtığım her kapı yüreğimde derin yaralar açıyor.

Akıtıyorum damarlarımdan sızan kanımı

Bırakıyorum tenhalara.

Susadıkça

Yıllanmış kanımı içiyorum.

Ne sen görüyorsun

Ne de hiç kimse bilmiyor

Elimde sigaram

Şişenin dibine vururken

Sensizlikten ölüyorum…

 

Mustafa KARAAHMETOĞLU
25.03.2019