İlk göz ağrisi
Hani o ilk gün vardı ya,
Annemle okula geldiğim gün.
Korku dolu gözlerle,
Ürkek bir kelebek gibi.
Ayaklarım geri geri giderken,
Sizi görmüştüm uzaktan.
Hiç yabancı değildiniz,
Yıllardır tanışıyor gibiydik.
İşte o gün ısındım size,
İşte o gün öğretmenim.
En güzel tebessümle,
Ellerinizi uzattınız ya bana:
“Gel...gel...” diyerek.
Kollarınızla sardığınızda,
İşte o gün bağlandım size,
İşte o gün öğretmenim.
Göz göze geldiğimizde,
Kalmadı kaygılarım.
Gösterdiğiniz sıraya,
Gururla oturdum.
İşte o gün güvendim size,
İşte o gün öğretmenim.
Gülümsediniz saçlarımı okşayarak,
Bulutlara kadar yükseldi başım.
Bakışlarımızla anlaştık,
Ve hemencecik kaynaştık.
İşte o gün sevdim sizi,
İşte o gün öğretmenim.
Hani bir gün düşmüştüm ya,
Burnum kanamıştı.
Koşarak geldiniz telaşla kucakladınız.
Kar beyaz mendilinizle yaramı temizlediniz.
Acılarımı unuttum mutlu oldum kollarınızda.
İşte o gün imrendim size,
İşte o gün öğretmenim.
Tanımadığım Ali’yi,
İlk kez sizden öğrendim.
Sonra; a, b, c ve bir çok şey.
Hücre gökyüzü yıldızlar,
Ufkum genişledi sayenizde,
Evrenden de öte.
İşte o gün inandım size,
İşte o gün öğretmenim.
Hep karşılıksız verdiniz.
Paylaşmayı özveriyi dostluğu,
Her güzelliği öğrettiniz.
Sevgi paylaştıkça çoğalır,
Acılar azalır derdiniz.
Yıllarca mum oldunuz,
Eriyerek bizi aydınlattınız.
İşte o gün hayran oldum size,
İşte o gün öğretmenim.
Böyle başladı hikâyemiz,
Sayende tanıştım kara tahtayla,
Tebeşirle silgiyle.
Mutluluğu tattım kalbinizdeki yüce sevgiyle.
İşte o gün gıpta ettim size,
İşte o gün öğretmenim.
Seyfettin Karamızrak