Koşma. taşlama
a. Taşlama: Toplum veya kişilerin kötü taraflarını eleştiren şiirlere denir. Taşlamalarda şair son derece acımasız olup genellikle iğneleyici bir dil kullanır. Taşlama; Divan Edebiyatı'nda "hicviye" Batı edebiyatında "satir" günümüzde ise "yergi" ismini almıştır. Bayburtlu Zihni, Dertli ve Seyrani bu türde öne çıkan kişilerdir.
Örnek 1
Ormanda büyüyen adam azgını
Örnek 1
Ormanda büyüyen adam azgını
Çarşıda pazarda adam beğenmez
Medrese kaçkını softa bozgunu
Selam vermeye dervişan beğenmez.
Medrese kaçkını softa bozgunu
Selam vermeye dervişan beğenmez.
Kazak Abdal
Örnek 2
Bir çubuğu vardır gayet küçücek
Zulmü fasidince keyif sürecek
Kırık çanağı yok ayran içecek
Kahveye gelir de fincan beğenmez
Örnek 2
Bir çubuğu vardır gayet küçücek
Zulmü fasidince keyif sürecek
Kırık çanağı yok ayran içecek
Kahveye gelir de fincan beğenmez
YEĞEN – XI
Ayranımız yok içmeye, naçarız!
Şimdi jumbo jet bekleriz yeğenim…
Tahtı revan bulsak ürküp kaçarız!
Öyle, uçan at bekleriz yeğenim…
Sarayımız yoktu, şimdi üç oldu…
Bir yüzükle yapımı çok güç oldu!
İsraf demek, neredeyse suç oldu!
Tuvalete yat bekleriz yeğenim…
Bir zamanlar tahıl saman pek boldu!
Hani çiftçi, nerelere kayboldu?
Hayvan bitti, besiciye ne oldu?
Arjantin’den, et bekleriz yeğenim…
Anayla kız, evde unu elerdi…
Koyun, kuzu yaylalarda melerdi!
Çoban gelir, ak alnını silerdi;
Hollanda’dan süt bekleriz yeğenim…
Tüm dünyayı besleyecek üründen;
Akla gelen her çeşit ve türünden…
Samanından, otundan ve püründen;
İsviçre’den ot bekleriz yeğenim…
Tütünümü, Amerikan satıyor…
Pancarımı, devlet çöpe atıyor!
Fabrikalar, hurdalıkta yatıyor;
İsrail’den not bekleriz yeğenim…
Pamukların ekiminden vaz geçtik!
Sümerbank’ı kör hızarla hep biçtik!
Tekstilin üstüne soğuk su içtik;
ABD’den kot bekleriz yeğenim…
Bir tek ekmek kapısı var, O da sır!
“Kargil” için ekilen şu, cin mısır…
Kanserojen gıda doldu bu asır;
Yönetimden pot bekleriz yeğenim…
Deme sakın, gömü bulduk dağlardan!
Hanımlaştık, gelen asri çağlardan!
Sağıyoruz hastalardan, sağlardan;
Halkımızdan, şut bekleriz yeğenim…
Karadeniz geçilmiyor balıktan!
Memlekete, gına geldi alıktan!
Hep el açtık, duacıyız Halik’tan;
Huzur dolu yurt bekleriz yeğenim...
Karaman-2018/09
Bir örnek de benden...
Dostluk Destanı
Pençeler atacak gönül bağına
Ömrü çevirecek dert otağına
Seni sürüyecek Ağrı dağına
Dostun en iyisi böyle olmalı.
Gönül tarlasına çile ekmeli
Başına günlerce taşlar dökmeli
Ağzından lokmanı zorla çekmeli
Dostun en iyisi böyle olmalı.
Gece gündüz sana tuzak kazmalı
Şiiri bırakıp hiciv yazmalı
Olmadık zamanda coşup azmalı
Dostun en iyisi böyle olmalı.
İşsiz güçsüz yüzsüz olmalı aylak
Beklersen bir görev acemi çaylak
Düşürmeli seni hep tepetaklak
Dostun en iyisi böyle olmalı.
Kamera önünde çekmeli zikir
Seni mundar etsin verdiği fikir
Küfürde çok zengin ahlakta fakir
Dostun en iyisi böyle olmalı.
Tatsız tuzsuz olsun bir kelek gibi
Çiçek çiçek gezsin kelebek gibi
Tabağında kalan eşelek gibi
Dostun en iyisi böyle olmalı.
Taşlaşmış yüreği karadan kara
Her sözüyle açsın içinde yara
Bir sözle çıkarsın hemen yaygara
Dostun en iyisi böyle olmalı.
Elini açınca dertle doldursun
Doğruya koşarken önünde dursun
Yaşam saatini ölüme kursun
Dostun en iyisi böyle olmalı.
Nasihatler etsin bir hoca gibi
Dövsün vursun kırsın ters koca gibi
Tütünü üflesin bir baca gibi
Dostun en iyisi böyle olmalı.
Sabahtan başlasın susuz rakıya
Kızınca el atsın hemen çakıya
Muhtaç olsun sende olan takıya
Dostun en iyisi böyle olmalı.
Biraz da hovarda görünsün mutlak
Öksüren geğiren biraz da çatlak
Sırtından geçinsin öyle asalak
Dostun en iyisi böyle olmalı.
Dili seni yaksın diken nakışlı
Yüzü günden kavruk şehla bakışlı
Dayağa gelince eli kayışlı
Dostun en iyisi böyle olmalı.
Varsın oluversin bir parça deli
Bakırköy’den kaçmış hem de belgeli
Sansın kendisini peygamber veli
Dostun en iyisi böyle olmalı.
Kusursuz arayan bulamaz elbet
Kader defterinde yazar akıbet
Bizimki sadece gırgır muhabbet
Dostun en iyisi böyle olmalı.
Afet Kırat