ikindin geçeni ip gerildi iki "boba" arasına
Üssüğün Melit “dellal” ünner gibi köyün ortasına
"gene mi geldii.. gene mi geldii
Cennet-i âladan beri mi ğeldi" deye ünnedi
herkeşler çapıt, çevre, yazma, havlı getiririmiş..
kim ne çevirdiyse ünneyip , Çırak Memede verdi
çevrimler iki boba arasında gerili örkene serildi
Usda Melit eliynen gösderelek devam etdi..
kim ne getirdiyse tek tek
dene dene ba(ğı)ralak ünnenirimiş
“Küpüş Hesne Gellabam peşkir getirmiiiş..”
!
“ovada çifti işlesin, dağda sürüsü kışlasın
oğlan eversin, gız gelin etsin
o bizi memnun etdi
Allah da onun ehliyalını  bahtıyar etsin”
Dervişin Kazim çevrimlere bakalak ift(ih)ar etdi
“İrbem bak senin okuluklar hindiden yığıldı ğaldı” dedi
..
senelerce eğrede; ipi nazar boncuklu,
bi kaş iğde glikli güçcük tosba gurusu
bi de bağcıklarından asılı bobamın esgi çarığı
eyatlı bir yel esse ikisi barabar savrılır
tosba kemiği, esgi guru çarığa ildikçene
“gıldır, gıldır” sallanır..
ıldır ıldır parıldar ipindeki mavı “gök boncuk”,
“nazara birebir”,
“eyi kine asdır(t)mışsın Döndüce;
mavı!; gök-göze bek eyi ğelir”
“Allah şeytannarın şerrinden, bi de;
gök gözlülerin nazarından emin eylesin” deye
içimizden gizli gizli bildiğimiz her dovayı okurduk..
tüm dovalara eşgere “Amin” derdik,
ellerimizi yüzümüze sürerdik
 
 
hemi de kaşlar-kaşlar kerre!
ha? bi de neyeyse bi dene bile “cizme”
olmadı ğetdi bizim evde