Perçin



ökcesinden bağcıklarıynan asılıydı

yoldan yandakı köşe eğrede

“geçi gönü”nden bobamın çarığı

Ebece(ği)zim dolandı ğeldi de “ha bi yadiğer işde”

“hinci çarığı bilen, keyen mi ğaldı” deye uzatdı

"ay yavrım, ha hunu eğreye bi mıhlayvıvisen

ben de hepiciğinize halvalı çomaç  dürüvüren"

Aziz Emmi; “o golay Döndü Ebe;

hu çocuk bana eşşe(ği)n işdiği sudan versin önşe”

deragap güçcük tasınan yeni desdiden Günsüz Suyu eletim,

sağ elim göbeğimin üsdünde bekledim

ebem çemrediği mor cızgılı öneceğinden çıkardı

“nazar boncuğu” cızılı gınnebi

bi söğüt toka

bi-kaş dene de ortasından delik iğde gliği 

ucunda guru; güççük bi tosba(ğa) yavrısı 

guru çarığınan ahbap olup da

barabar yarenniğ  etsinner uçu haralda

çatı çatılaca(ğı)nın arifesinde

merteklerden önşe “aşık makesler” atılı(r)kana

Aziz Usda tasın dibini fıcıtıp taa ötelere

“ömrün uzun ossun, düğünün güzün ossun” dedi

“alcan gız da bek gözel ossun” deye de ekledi

Mercenin Kazım; yan-yan bakıp Bobuş Emmilerin evine

“aman deyen asdanım benim gibi fakır gızı alma,

gözünü doyuraman valla”

“Aziz Emmin gibi zengin gızı al da,

boban gibi fakır galma, benim gibi amele olma”

“len onun bobasının gayınbobası

hu gördüğün goca köyün en birinci ağası”

“emme bobası da benim gibi getmiş varmış

“tarlayı daşlı, garıyı gardaşlı yerden” almış”

“adamın bissürü dayısı, dezesi var

a gapberif geder de zengin bi bobanın bitecik ğızını alıllar”

“bu epabın anası da bitecikdir zahar,

“de(ğil) mi epap.. bi gupa da bana gat ordan

Azizi Emmiyin işdiği sudan”

Aziz Usda sakızını yapışdırdı düğere,

sarılalak düğere, sarkdı eğreye,

her e(h)timala ğarşı ayaklarından duttular

Aziz emmi yesyeni sekizlik mıhı  çakdı yarı beline gadak,

ucunu keserin deliğiynen yamalak

nazarlıkları özene-bezene yamdığı mıha geçirdi

makesin yoldan yanna, ta en ucuna" perçinleyvidi..


DEVAM EDECEK