https://youtu.be/6grRQBdPRis
Card image cap
Asim’in nesli̇ derken

Doğum tarihi 20 Aralık 1873, vefat tarihi ise 27 Aralık 1936 olan

Mehmet Akif Ersoy, "20-27 Aralık Mehmet Akif Ersoy'u anma Haftası"

dolayısıyla  çeşitli etkinliklerle yad ediliyor.


Bu vesileyle Milli Şairimiz, MEHMET AKİF ERSOY’u vefatının 86. yıl dönümünde

saygı, rahmet ve şükranla anıyorum. 

Ruhu şâd, mekanı cennet olsun.




M. AKİF ERSOY, ASIM’IN NESLİ DERKEN NEYİ KASTEDİYOR


Akif’in “Çanakkale Şehitlerine” şiirinde şöyle bir kesit var:

" Asım’ın nesli... Diyordum ya... Nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek."


Konuyla ilgili uzun araştırmalar yapan Asım Yapıcı, Asım’ın neslini şu şekilde özetliyor:

“Asım’ın nesli derken iman, irfan, fazilet ve bilgi ile donanmış; karakterli, ahlaklı, kişilikli;

Vatanına, milletine ve dinine sahip çıkan, dahası bunları yüceltmek için tüm imkânları seferber eden bir gençlikten bahsediliyor.


“Safahat” kitabında, Mehmet Akif’in Asım’ın Nesli diye hayal ettiği neslin, sadece şiirinde geçen hayali bir kahraman olmadığından, Bir sahabe olan Asım İbni Sabit’ten (r. a) de bahsediliyor.


İşte o zat Hz. Asım bin sabit’tir. Bedir, uhud, hendek savaşlarına katılmış,

Peygamber efendimizin ashabından büyük bir zat.

“Arıların koruduğu sahabe” olarak ünlenmiş sahabenin hayat hikâyesi çok manidardır. Şöyle anlatılır:

Peygamberimiz (sav) kabilelerine İslam’ı öğretmek üzere öğretmen talebinde bulunan kişilerle beraber, aralarında

Asım bin Sabit’in de bulunduğu 10 kişilik bir eğitici heyet gönderir. Ancak Reci denilen bir subaşında

bu öğretmen sahabeler, Lihyanoğulları’nın saldırısına uğrarlar.

Lihyanoğulları’nın amacı onları esir edip Mekkeli Müşriklere satmaktır.

Bu nedenle onları sağ ele geçirmeye çalışıyorlardı. Fakat Asım, teslim olmamaya kararlıdır.

O yiğitçe şöyle haykırıyordu: “Ben müşriklerin himayesini ömrüm boyunca kabul etmemek üzere yeminliyim.

Vallahi bu kâfirlere asla teslim olmam. Allah’ım Resulullah’ı durumumuzdan haberdar et.’’

Bir taraftan da ok fırlatıyordu. “Ben ne diye çarpışmayayım. Gücüm kuvvetim yerinde,

Oklarım yanımda, yayımın kirişi kalın, enli temrünler sebebiyle kayıp gitmekte.

Ölüm hak, dünya boş ve geçicidir. Takdir edilen elbette başa gelecektir. İnsanlar er geç Allah’a dönecektir.


”ARILARIN KORUDUĞU SAHABE"


Bu kahraman sahabe birçok müşriki yere serdikten sonra şehit olacağı esnada şu duayı yaptı:

“Allah’ım Senin dinini korumaya çalıştım. Sen de cesedimi müşriklerden koru.”

Müşrikler Hz. Asım’ın başını alıp Sülafa adındaki bir kadına satmak istiyorlardı.

Sülafa Asım’ın kafatası ile şarap içmeye yemin etmişti. O gün orada mevcut bulunan on sahabeden yedisi şehit oldu,

üçü esir edildi. Müşriklere Asım bin Sabit’in başını kesmek istediler.

Fakat Allah-ü Teâlâ, Hz. Asım bin Sabit’in duasını kabul buyurdu ve mübarek cesedine müşrikler el süremediler.

Allahü teâlâ bir arı sürüsü gönderdi. Bulut gibi Asım bin Sabit’in üzerinde durdular.

Hiç bir müşrik yanına yaklaşamadı. “Bırakın akşam olunca arılar onun üzerinden dağılır, biz de başını alırız” dediler.

Akşam olunca Allahü teâlâ hiç bulut yok iken bir yağmur gönderdi. Görülmemiş bir yağmur yağdı.

Sel geldi ve Âsım bin Sâbit’in cesedini alıp götürdü. Cesedin nerede olduğu bilinemedi.

Ne kadar aradılarsa da bulunamadı. Bunun için müşrikler Âsım bin Sâbit’in hiçbir yerini kesmeye muvaffak olamadılar.

Bu olaydan sonra Âsım bin Sâbit anılırken, "Arıların koruduğu kimse" diye anılmaya başladı.


’ASIM’IN NESLİ’NİN MİMARI ÂKİF 

~ şiirinden


Ümit nesli adını Asım’ın nesli koydu

O Âsım’ı çok sevdi, nesline hep güvendi

“Çanakkale geçilmez!” dedirten işte oydu

Çiğnetmedi vatanı, nesil düşmanı yendi


...İstiklâl Marşı senin, destan senin eserin

...Yüce Türk Milletine armağandır şiirin


Yüreğinde ne varsa kalemine o sızdı

İstiklâl Madalyası ödülüydü nasibin

İstiklâl marşını da işte bu ruhla yazdı

Türkmenoğlu diyor ki millet senin sahibin


...İstiklâl Marşı senin, destan senin eserin

...Yüce Türk Milletine armağandır şiirin


Şükrü Atay (Türkmenoğlu)



Ana Karakterler:

M.Akif Ersoy, Asım İbni Sabit