Card image cap
Anne olma sanati-2


 

 

“Bana okuduğum kitapların en güzelinin hangisi olduğunu sorarsanız, söyleyeyim: Annemdir.”             Abraham Lincoln

 

 

 

Anne aile, yuva, birlik olma, paylaşma, mutluluk devşirme demektir. Annenin var olduğu evde zenginlik, şatafat o kadar önemli değildir. Çünkü anne; zenginlik, huzur, dayanışma, hayata tutunma, yaşama sevinci demektir.

Bazen de anne demek; hüzün, çile, keder, meşakkat, heder olma, kendini feda etmenin adıdır. İtilip kakılmanın, hakaretin, aşağılanmanın, değersizleştirilmenin, küçük düşürülmenin, özgürlüğünün ipotek altına alınmasının, şiddetin, bazen de canını vermenin adıdır anne olmak.

 Çocuklarına daha güzel bir dünya kurma adına hayatını feda etmenin adıdır anne. Temizliğe gitmek, gündelikli en zor koşullarda çalışmak, sokaklardan çöp toplamak da annenin yaşam biçimidir bazen.

Çünkü o yemez yedirir, giymez giydirir. Kendine zaruri ihtiyaçlarını almaz, evladı rencide olmasın diye en kalitelisini ona almaya çalışır. Okusun “adam olsun” diye çalıştırmaz, hırpalatmaz, yormaz, kendine yardım dahi ettirmez.

Böyle annelerden de, evlatları asla utanmamalı, durumunu gizleyerek zengin ve farklı gözükmeye çalışmamalıdır. Böyle çocuklar durumuna uygun makul giyinmeli, ailesini daha fazla sıkıntıya sokacak markalı ve pahalı giyim kuşam, ayakkabı, çanta, telefon vb. eşyaları almaktan kaçınmalıdırlar.

Anne alın teriyle, onurluca, dürüst ve helalden kazanıyorsa, çalıştığı işin utanılacak hiçbir yönü yoktur, olamaz da. Hatta bu özveriden gurur duyulmalıdır.

Geçen gün haberlerde; bir çöpçünün kızı, babasının görev başında gizlice fotoğrafını çekerek, “babam beni okutmak uğruna çöpçülük yapıyor, onunla gurur duyuyorum” söylemiyle medyada paylaşmıştı. Bizler de gurur duyduk.

 

            Yüce İslam dinimizde de annenin önemi ve hakkı örneklerle önemle anlatılmaktadır.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: Annesinin ayağını öpen, Cennetin eşiğini öpmüş olur. Anne hakkı önemlidir. 

Hazret-i Musa, Cennetteki komşusunun kim olduğunu Hak Teâlâ’dan sorup öğrendikten sonra yanına gider. Bu bir kasaptır. Kasap, bir parça et pişirir. Asılı zembili aşağı indirir, çok zayıf bir kadına et ve su verir. Üstünü başını temizleyip, zembile koyar. Kasap, “Bu annemdir. Yaşlanıp bu hale girdi; sabah-akşam böyle bakarım” der. O sırada kasabın annesinin, “Ya Rabbi oğlumu Cennette Musa aleyhisselama komşu eyle” dediğini Hazret-i Musa da işitir. Kasaba, “Müjde, Allah-ü Teâlâ, seni Musa aleyhisselama komşu etti” buyurur.

Veysel Karani’nin kavuştuğu bütün ihsan ve derecelerin, anasına yaptığı iyilik sebebiyle olduğu bildirilmektedir.

“Anam-babam çok şefkatsiz, onlara nasıl itaat edeyim” diyen bir kimseye, Resulullah efendimiz buyurdu ki: “Anan seni 9 ay karnında gezdirdi. 2 yıl emzirdi. Seni büyütünceye kadar koynunda besledi ve kucağında gezdirdi. Şimdi nasıl olur da, şefkatsiz olur? Bundan daha büyük ve kıymetli şefkat olur mu?”

“Ya Resulallah, yaşlı anama elimle yedirip içiririm. Abdestini aldırır, sırtımda taşırım. Hakkını ödemiş olur muyum?” diye soran kişiye buyurdu ki: “Hayır, yüzde birini bile ödemiş olamazsın. O sana, yaşaman için hizmet ediyordu, sen ise, ölümünü bekleyerek hizmet ediyorsun. Ancak Allah-ü Teâlâ, bu az iyiliğine karşılık çok sevap ihsan eder.”

Bir zat sual etti ki:

“Ya Resulallah cihada gitmek istiyorum.”

“Annen var mı?”

“Evet var.”

“Ona hizmet et, Cenneti, onu razı etmekle kazanırsın!

Cihada gitmek için gelen başka birine de, “annenin yanından ayrılma! Cennet onun ayağı altındadır” buyuruldu.

 

Her makam ve meslek sahibi, annesi sayesinde bir yerlere gelmiştir. Anne, milleti oluşturan  her ferdin mihenk taşıdır. Yeri geldiğinde işçidir, askerdir, polistir, hemşiredir, doktordur, mühendistir, öğretmendir, Kaymakamdır, Validir, genel müdürdür, vekildir, bakandır başbakandır.

 Bütün bunların hem öğretmeni, hem annesidir. Yani anne “millet” demektir, vatan demektir, bayrak demektir, namus demektir, haysiyet ve şeref demektir. Bu yüzdendir kıymeti, bu yüzdendir ayağının altının öpülmeye layık görülmesi.

Öyleyse bir ülkenin felakete gitmesinin, ya da yükselmesinin sebebi annedir. Çünkü anne geleceği inşa edecek olan biricik çocuklarımızın yetiştiricisi, hayata hazırlayıcısı ve mimarıdır.

Değerli erkekler, eşleriniz, kız kardeşleriniz de birer annedir. Annenizle birlikte onlara gerekli değeri ve ihtimamı göstermek gerekir. Kalplerini kırmaktan, üzmekten, kaba davranmaktan ne olur titizlikle sakınınız. Bir bayanın kalbi duyguları narin ve hassastır. Çabuk kırılır, cam vazo misali tamiri asla mümkün değildir.

Mukaddes dinimizin emirleri, köklü sayın ve değerli bir millet olarak geleneklerimiz, göreneklerimiz, onurlu bir insan olarak taşıdığımız; merhamet, değer verme, sevgi. hürmet vb. gibi  hasletlerimiz, görgü kurallarımız anneye gerekli saygıyı, değer vermeyi, sevmeyi, kırp incitmemeyi emretmekte.

Annenin gönlünü, rızasını kazananların, duasını alanların sırtı yere gelmez. İşleri kolay, kazancı helal, bol ve bereketli, yüzü güleç, hayatı dertsiz belasız, kazasız olur. Ömrü huzurlu ve mutlu geçer. Rabbim cümlemizi bu nimetlere kavuşanlardan eylesin.

Vakarlı, özverili, merhamet timsali, sevgi çağlayanı, ömrümüzde açan eşsiz çiçeklerimiz. Nefesimiz, suyumuz, ömrümüzün anlamları, yüreklerimizin huzuru, hanelerimizin mutluluk kaynağı, ecemiz, gündüzümüz ve gecemiz.

Her gününüz mutlu, sağlıklı ve esen geçsin… İyi ki varsınız…Bizler bir hiçtik sizler olmasaydınız…

Hep var olun, sevgiyle kalın…

                                                                                                                   Seyfettin KARAMIZRAK