Adam ol baban gibi eşek olma
Abdurrahman Şeref Bey,
Galatasaray Lisesi’nde müdürlük yapmaktadır. Bir gün Sultan Abdülhamit’in
emrindeki bir paşanın oğluna tüm öğrencilerin içinde ‘Adam ol! Baban gibi eşek
olma’’ diye bağırır.
Yediği azara içerleyip çok üzülen çocuk, babasını
görür görmez durumu ona iletir. Babası çocuğu dinleyince bu hâli
kabullenemez ve iyiden iyiye öfkelenir. ‘O daha benim kim olduğumu bilmiyor.
Ben padişahın emrinde koskoca bir paşayım. Bir yarın olsun da gidip hem kim
olduğumu ona öğreteyim hem de bu durumun hesabını ondan sorayım’ der.
Ertesi gün sabahleyin öfkeli babanın ilk işi okula
gidip öğretmeni bulmak olur. Öğretmeni görür görmez ‘Siz kim oluyorsunuz da
bana eşek diyorsunuz? Hoca! Ben bugüne bugün bir paşayım’ der.
Abdurrahman Şeref Bey, hemen durumu anlar ve
‘Kusuruma bakmayın da ben sizi kesinlikle tanımıyorum. Sizinle daha önce hiç
karşılaşmadım. Ben size ne zaman eşek demiş olabilirim?’ der.
Bunu üzerine Paşa, dün okulda oğluna tüm
öğrencilerin içinde ‘Adam ol, baban gibi eşek olma’ dediğini söyler. Bunun
hesabını vermesini ister.
Abdurrahman Bey çok zeki biridir. Hemen durumu
toparlar. Öncelikle ‘Haklısınız efendim, dün oğlunuza çok kızdım, herkesin
içinde uyardım. Çünkü oğlunuz derslerine hiç çalışmıyordu. Sizi örnek almasını
istedim’ der. Ardından da vurguları yerli yerinde yaparak, oğlunuza ‘Adam ol
baban gibi! Eşek olma!’ diye söyledim. ‘Durum bundan ibarettir efendim’ der.
Paşa, Abdurrahman Bey’den bu sözleri işitince pek
memnun olur. Özürlerini ilettikten sonra tekrar tekrar teşekkür eder ve orayı
hemen ter eder.
Kalın sağlıcakla.
Seğmenoğlu (Dr. Osman Akçay)