Lipogram, bir ya da birkaç harf hiç kullanılmadan bir metin yazma tekniğidir. Bu tekniğin en ünlü eseri, George Perec’in Kayboluş adlı kitabıdır. Deneysel edebiyatın bir parçası olan lipogram tekniği bizim Âşık geleneğimizde hep var olan bir yöntemdir. Bu yönteme ‘dudakdeğmez’ veya ‘lebdeğmez’ denir.


Lebdeğmezde, dudak sesleri olan ‘b, f, m, p, v’ harflerini kullanmak yasaktır. Halk edebiyatımızda saz şairleri arasındaki atışmalarda (taşlamalarda, karşılaşmalarda) zaman zaman âşıkların söyleyecekleri dörtlüklerde dudak seslerini kullanması yasaklanmaktadır. Diğer bir ifade ile dudakların hiç değmediği bir mücadele söz konusudur.


Lebdeğmez karşılaşmalarda âşık konuyu bilmez. Konu karşılaşma başladığı anda verilir. Dörtlükler hem konuya uygun olacak hem kafiyeli olacak hem de dudağa değen harfler kullanılmayacaktır.

Bir âşık o an doğaçlama olarak bir kıta söyler. Karşısında en az kendi ayarında başka bir âşık da bu kıtaya hemen karşılık verir. Bu karşılığı ancak o anda duyunca öğrenilebilir ve sadece bir kez bunu dinleme şansı vardır. Yani ben duymadım, bir daha tekrar eder misiniz deme şansı yoktur. Önceden hazırlık yapmak, kopya çekmek, şiiri ezberleyip tekrar etmek vb. olanağı da bulunmamaktadır. Her iki âşık da duygularını o an şiire dökerler.


Lebdeğmez atışmalar esnasında bir de halk ozanlarının ağızlarında birer iğne olmak zorundadır. Dudak seslerini yani ‘b, f, m, p, v’ harfleri kullanırlarsa iğne hemen dudaklarına batacaktır.

Âşık olunmaz, âşık doğulur belki de. Dudaklara iğneler bata bata kâmil bir âşık olunabilir. Daha sonra ise o dudaklar uzun hava çalar ağlatır bizi, türkü söyler oynatır bizi...


Ozan sazı alır eline. Vurdukça sazın teline kendi ruh haline göre alır bizi diyar diyar, duygu duygu gezdirir. Bu tür şiirler doğaçlama olduğu için o an kayıt olmazsa çoğunlukla kaybolup gider.

Aşağıda merhum Âşık Mahmut Çelikgün tarafından şahsıma ithaf edilen Lebdeğmez şiir yer almaktadır:

 

Lebdeğmez


Akçay Hoca şiir yazar
Gönderir Antolojiye
Dize dize azar azar
Gönderir Antolojiye

 

Haiku der hece sayar
Çok şiire çeker ayar
En sonuna nokta koyar
Gönderir Antolojiye

 

Kendi dostluğu görür kâr
Dilinde yoktur ahu zar
Hal hatır sorar yadigâr
Gönderir Antolojiye

 

Ankara'da o şen hane
Sözcükleri tane tane
Tenkit yazar çok şahane
Gönderir Antolojiye

 

Şiirlerden halı serer
Gelir gönüllere girer
Akçay Hoca kültür derer
Gönderir Antolojiye

 

Tek tek üyeleri gezer
A'dan Z'ye sözcük dizer
'En uç’ dener şekil çizer
Gönderir Antolojiye

 

Günlük listeleri tarar
Yeni şair, şiir arar
Dostluk, arkadaşlık kurar
Gönderir Antolojiye

 

Atış dedi işte ayak
Her şiire zordur uyak
Üyelere geçer kıyak
Gönderir Antolojiye

 

Çelikgün açar gözünü
Görür gerçeğin izini
Uzaktan gülen yüzünü
Gönderir Antolojiye

Aşağıda yer alan lebdeğmez ise tarafımca kaleme alınmıştır:

 

Aşk Türküsü

 

Merhum Âşık Mahmut Çelikgün Üstadıma ithafen

 

Yayla yollarında yürürken güzel
Sallanır eteğin, dağılır saçın
Ayağın altında ezdiğin gazel
Hışırdar kuşlara, söyler ki kaçın

 

Yaylanın düzünde şenlik kurulsun
Çağırın herkesi, halay durulsun
Cananı görünce hâli sorulsun
Kır çiçeklerini üstüne saçın

 

Ciğer köz oldu yâr, ne kadar hoşsun
Kuzular, oğlaklar seninle koşsun
Oluklar çağlasın, dereler coşsun
Süzüle süzüle yükselsin laçın

 

Yok olsun dağlarda karanlık sisler
Aşk türküsü çalsın, söyle tesisler
Sonlansın hicranlar, dursun yeisler
Yârin yüreğinden kilidi açın

 

Seğmenoğlu (Dr.Osman Akçay)