99 esmâu’l-hüsnâ (99 kita)
99 ESMÂU’L-HÜSNÂ (99 KITA)
ESMÂU’L-HÜSNÂ (1)
Rabbimizin has ismi, ALLAH lafzı zâtîdir
Ulûhiyete mahsus, en mübârek, bâkidir
Yüce İsm-i A’zam'ı, en çok yüce mevkidir
İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU
Rahmânu Rahîmdir O, vermekte yok sanana
Bakî olan âlemde, verecek inanana
Sayısız nimetleri, ihsan eden RAHMÂN'a
İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU
Şükretmeyen münkire, ancak dünyada veren
Nimete şükredene, nimetlerini seren
ER-RAHİM O'nun adı, merhameti bildiren
İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU
EL-MELİK olan O'dur, kainat onun varı
Sonsuz olan evrenin, yegâne hükümdarı
Mülk benim diyenlerde, yoktur hiç akıl kârı
İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU
Eksikten münezzehsin, kâdirsin sen görensin
Meylettik mâsivâya, sen istersen verensin
İnâyet eyle bize, EL-KUDDÛS olan sensin
İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU
Selâmet verensin Sen, selâm eden ''ES-SELAM''
İzni olmayan kimse, o gün edemez kelam
Karşı gelen münkirler, iflah olmaz vesselam
İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU
ESMÂU’L-HÜSNÂ (02)
“Lâ taknetû” buyruğun, ne kutlu bir beyândır
Rahmeti ümit etmek, mü'minlere ayândır
EL-MÜ’MİN gözetirse, kurtuluşun o andır
Allah için dâima, de CELLE CELALUHU
Koru ve gözet beni, bizleri gözetensin
Kimsem yok senden başka, MÜHEYMİN, yönetensin
Sükûnet veren sensin, istersen donatansın
Allah için dâima, de CELLE CELALUHU
Her sırra vâkıf olur, sır kalmaz O'na bir şey
Yenilmezler yenilir, virân olur tüm her şey
EL-AZİZ esmâsıdır, yegâne yok hiçbir şey
Allah için dâima, de CELLE CELALUHU
Ağlıyorsan zâr ile, sığın Rabbu’r-Rahîm’e
Firavun'a kalmayan, kalmaz hiçbir zâlime
CEBBÂR olan indirir, zâlimleri cahîme
Allah için dâima, de CELLE CELALUHU
Dünyada kibirlenen, aslında bir cücedir
Bilse ki ahirette, hali nedir, nicedir
MÜTEKEBBİR olan O, azâmeti yücedir
Allah için dâima, de CELLE CELALUHU
EL-HÂLIK olan odur, “Kün!” demesi kâfidir
Her nesneyi yok iken, hep vâr eden BÂRİ'dir
Her ne olmakta ise, hep iznine tâbidir
Allah için dâima, de CELLE CELALUHU
ESMÂU’L-HÜSNÂ (03)
EL-BÂRÎ eşi yoktur, parmak izi ihsanın
Çok yüce zâtı tektir, yüzü başka insanın
Onun aşkı olmasa, boş kalırdı her yanın
Şanı ne çok yücedir, de CELLE CELALUHU
Rengârenktir çiçekler, uykuda düşe kâdir
Âlemleri mest eder, O'dur ancak MUSAVVİR
Şekil verir herşeye, tasarlar, eder tasvir
Şanı ne çok yücedir, de CELLE CELALUHU
Helâke çağırmakta, nefsi nefs-i emmâre
EL-GAFFÂR olan Rabb'in, mağfireti emâre
Kemâle erdir nefsi, nefs-i kâmil yekpâre
Şanı ne çok yücedir, de CELLE CELALUHU
EL-KAHHÂR ismin senin, Sen kudretli olansın
Herşey bitip tükense, Sen geriye kalansın
Mü'min kulun kalbine, imân ile dolansın
Şanı ne çok yücedir, de CELLE CELALUHU
Sayısız nimet veren, VEHHÂB ismi celîlin
Kâbe'yi inşâ eden, İbrahim’dir delîlin
Fakire infâk eden, cömert kulun halîlin
Şanı ne çok yücedir, de CELLE CELALUHU
Sendendir erzâkımız, REZZÂK'sın rızık veren
Esmâu’l-Hüsnâ senin, mü'min gönüle giren
Sana şükredenlerdir, mağfiretine eren
Şanı ne çok yücedir, de CELLE CELALUHU
ESMÂU’L-HÜSNÂ (04)
Sana kulumsun diye, kalbini açan FETTÂH
Emirlerine uyan, mutlaka bulur felâh
Olmaz mühürlüyse kalp, pişman olsa da iflâh
Yücesi yoktur Sen'den, de CELLE CELALUHU
ALÎM olan ALLAH'tır, bilir hakkıyla vârı
Herşeyi gören O'dur, gizliyi, aşikârı
O râzı ise olmaz, o kuldan bahtiyârı
Yücesi yoktur Sen'den, de CELLE CELALUHU
EL-KÂBID'dır kabzeden, sakın hep gazabından
Mü'minler sükûnette, münkire azabından
Mizan kurulduğunda, sorguda hesabından
Yücesi yoktur Sen'den, de CELLE CELALUHU
EL- BÂSIT olan sensin, rızıklar O'na ayan
Daralmış rûhumuzu, sensin bedene yayan
Nasuh bir tevbe ile günâhı sevap sayan
Yücesi yoktur Sen'den, de CELLE CELALUHU
Anında alçalırsın, aşağı düşmem deme
Ömrü boşa geçirip, bilerek suç işleme
EL- HÂFID olan O'dur, sakın kul hakkı yeme
Yücesi yoktur Sen'den, de CELLE CELALUHU
Yollarda koyma bizi, izzet, şeref verensin
ER- RÂFÎ senin ismin, yüceltensin, görensin
Hikmetle doldur bizi, kol ve kanat gerensin
Yücesi yoktur Sen'den, de CELLE CELALUHU
ESMÂU’L-HÜSNÂ (05)
EL- MUİZ'sin âciz kula, ağırlarsın izzetle
Kur'an'ı Kerîm'inde, açıklarsın hikmetle
Gönülden tövbe ile, lutfederek nimetle
Allah için bir daha, de CELLE CELALUHU
EL- MUZİL olan ALLAH, nefsini zelîl eder
İblis'e kananları, âleme rezil eder
Esmâ'ya sığınanı, mutlaka halîl eder
Allah için bir daha, de CELLE CELALUHU
Aklını al başına, kalptekini duyandır
ES- SEMÎ olan ALLAH, herşey ona ayândır
Sınanır insanoğlu, çok açık bir beyândır
Allah için bir daha, de CELLE CELALUHU
Kimseyi görmez sanıp suç işleyen ey gâfil
Yerdeki karıncaya, görülmeyene kefil
BASÎR olup göreni unutan olur sefil
Allah için bir daha, de CELLE CELALUHU
EL-HAKEM olansın Sen, münezzehsin kusurdan
Son hükmü veren Sen'sin, hesap soran küsurdan
Beşeriz sorumluyuz, her yanıltan unsurdan
Allah için bir daha, de CELLE CELALUHU
Esmâsında EL- ADL var, adâleti çok olan
Adâleti hakkıyla mizanda hâkim kılan
Herşeyi halkeyleyen, âleme bâni kalan
Allah için bir daha, de CELLE CELALUHU
ESMÂU’L-HÜSNÂ (06)
EL- LATÎF olan O'dur, incelikleri bilen
Lütuf gizli kahrıyla, gözdeki yaşı silen
Nice mahzun gönülü, abâd etmeye gelen
Yücelerden yücedir, de CELLE CELALUHU
EL- HABÎR olan sensin, bâtın sana zâhirdir
Ayândır herşey O'na, gizli sırda mâhirdir
Haberdâr olan O'dur, kuvvet ile kâhirdir
Yücelerden yücedir, de CELLE CELALUHU
EL- HALÎM olan sensin, ihmâl etmezsin aslâ
İşlenen nice suça, ertelenmekte cezâ
Tevbe eden kuluna, vermiyor hiçbir ezâ
Yücelerden yücedir, de CELLE CELALUHU
Azametli AZÎM 'sin, evrenin tek gâlibi
Herkes bırakıp gider, malın mülkün sâhibi
O Ahmedi Mahmudi Muhammed'dir hâbibi
Yücelerden yücedir, de CELLE CELALUHU
EL- GAFÛR olan Rabbim, bağışlar günahkârı
Sonsuz mağfiret ile, dindirir âh u zârı
Günâhı tövbe siler, hemen söndürür nârı
Yücelerden yücedir, de CELLE CELALUHU
EŞ- ŞEKÛR olan Rabbim,sana sonsuz teşekkür
Etsem de yetmez sana, etmeliyim tefekkür
Kahrına ve lütfuna, etmeliyiz çok şükür
Yücelerden yücedir, de CELLE CELALUHU
ESMÂU’L-HÜSNÂ (07)
EL-ALİYY’sin bilmeyen, pişmandır mahşer günü
Gelecektir önüne, günâhların bütünü
Dünyaya hiç aldanma, değerlendir bugünü
En yüce olan sensin, de CELLE CELALUHU
EL- KEBÎR olan Sen'sin, ben rükûya giderken
“Allahu ekber!”derim, sana secde ederken
Kâinat seni anar, bağda bülbül öterken
En yüce olan sensin, de CELLE CELALUHU
EL- HAFÎZ olan Sen'sin, koruyup gözetensin
Âlemlerin Rabbi'sin, hep dengede tutansın
Ey HAFÎZ olan Allah, Sen canlar yaratansın
En yüce olan sensin, de CELLE CELALUHU
EL-MUKÎT olan Rabbim, koruyanı kulların
Gıdasını verendir, bedenle, ruh hallerin
Âleme ahenk verir, seni anan dillerin
En yüce olan sensin, de CELLE CELALUHU
HASÎB olarak kurar, mahşer günü mizânı
Hiç ürkmeyen kalplerin, yoktur aklı, izânı
Kaçacak yeri yoktur, hiç duymamış ezânı
En yüce olan sensin, de CELLE CELALUHU
Celâdet ve ululuk, ona ait azâmet
EL-CELÎL huzurunda, günahkâra zelâlet
Konuşacaktır o gün, el ve ayak delâlet
En yüce olan sensin, de CELLE CELALUHU
Her yaratılan beşer, EL-KERÎM' ine kuldur
Geçmemişse iş işten, keremi lütfu boldur
İblis'ten hep uzak dur, o cehenneme yoldur
En yüce olan sensin, de CELLE CELALUHU
ESMÂU’L-HÜSNÂ (08)
ER-RAKÎB olan O'dur, kontrol edip izleyen
Şah damarından yakın, çok yanılır gizleyen
Er-Rakîb’den kaçılmaz, gizlerini gözleyen
Şanı yüce Allah'ın, de CELLE CELALUHU
EL- MÜCÎB’ine sığın, icâbet edip gören
Israrla hep duâ et, ne ister isen veren
Nice ceşit nimeti, kulun önüne seren
Şanı yüce Allah'ın, de CELLE CELALUHU
EL-VÂSÎ merhameti, her şeyi tam kuşatan
Sonsuz olan ilmiyle, ömür verip yaşatan
EL-VÂSÎ’nin izniyle, güneşiyle ışıtan
Şanı yüce Allah'ın, de CELLE CELALUHU
EL-HAKÎM olan Sen'sin, buyruğun dolu hikmet
Verecektir Yaradan, iki cihanda nimet
Emir ve nehye uymak, budur en büyük kısmet
Şanı yüce Allah'ın, de CELLE CELALUHU
Ey EL-VEDÛD Allah’ım, olmaz Sen'den özge yâr
Cümlemizi eyleyip, Sen'i seven bahtiyâr
Hakkıyla lâyıksın Sen, seven gönüle dildâr
Şanı yüce Allah'ın, de CELLE CELALUHU
EL-MECÎD Sen'in şanın,münezzehsin heceden
Şanlısın,şereflisin, gündüzden ve geceden
Azimü’ş-şân olansın, yücesin en yüceden
Şanı yüce Allah'ın, de CELLE CELALUHU
EL-BÂİS'sin, en yücesin, öldürüp de dirilten
Kabirlerden çıkarıp, tohum gibi yeşerten
O kıyâmet gününe kullarını getirten
Şanı yüce Allah'ın, de CELLE CELALUHU
ESMÂU’L-HÜSNÂ (09)
EŞ-ŞEHÎD olan Rabbim, her yerde hâzır olan
Tenhâda kalsan bile,her şeye nâzır olan
Hâzır, nâzır, eş-Şehîd, her zaman fâtır olan
Allah'tan yücesi yok, de CELLE CELALUHU
EL-HAKK'tır Yüce Allah, değişmeyen varlığı
Takipte Firavun'du, denizdeki batığı
Boğuldu gitti münkir, Musa idi sadığı
Allah'tan yücesi yok, de CELLE CELALUHU
Resûl'ü Zîşan olan, ümmetine kefildir
Duâsı Hasbünallahu ve Ni’mEL-VEKÎL'dir
"Allah bize yeter" der, duâsıyla delildir
Allah'tan yücesi yok, de CELLE CELALUHU
EL-KAVİYY'dir kudretli, her şeye gücü yeten
Sen görmezsen kusuru, O'dur suçunu örten
Mîzan kurulduğunda, dönüş yolları biten
Allah'tan yücesi yok, de CELLE CELALUHU
Dünya padişahıdır fermanı boşa kalan
EL-METÎN olan ALLAH, hesâbı çetin olan
Karar verirse hükmü,değişmeyen tek Sultan
Allah'tan yücesi yok, de CELLE CELALUHU
EL-VELİYY olan Sen'sin, gerçek mü’minin dostu
İstemem ne mâl ne mülk, ne de sırça köşk postu
Mala tamah edenin acaba nedir kastı
Allah'tan yücesi yok, de CELLE CELALUHU
EL-HAMÎD’imsin ALLAH, övülmeye lâyıksın
Övgüler yetmez sana, Sen kuluna tanıksın
RAÛF'sun Sen acırsın, Sen yegâne varlıksın
Allah'tan yücesi yok, de CELLE CELALUHU
ESMÂU’L-HÜSNÂ (10)
EL-MUHSÎ olan Allah, bilir her ayrıntıyı
Yaratan O'dur ancak, yok eder rastlantıyı
Biz hâlâ çözemedik, beyinde bağlantıyı
Yüceltmelisin dâim, de CELLE CELALUHU
EL-MÜBDİ' olan Sen'sin, cennettedir Kevser'in
İlk baştan Yaratan'sın, yoktur ki hiç benzerin
“Kün” emrin ile doğdu, cihan senin eserin
Yüceltmelisin dâim, de CELLE CELALUHU
EL-MUİD yok edince, tersine döner zaman
O'dur tekrar yaratan, Levh-i Mahfuz'da Kur'an
Dünyada zaman verip, mahşerde mîzân kuran
Yüceltmelisin dâim, de CELLE CELALUHU
EL-MUHYÎ olan Sen'sin,cenîne can verensin
Hasta kulun derdine, çâre olup girensin
Canları bağışlayan, diriltensin, görensin
Yüceltmelisin dâim, de CELLE CELALUHU
EL-MÜMÎT olan Sen'sin, ölümü öldürensin
Tek bâkî sen kalırsın, ol deyip olduransın
Dolar elbet vâdeler, gülleri solduransın
Yüceltmelisin dâim, de CELLE CELALUHU
Ebedî hayat Sen'in, EL-HAYY'sın zikrederim
Zikreden bülbül öter, seher vakti giderim
Vatanımın uğruna, canı fedâ ederim
Yüceltmelisin dâim, de CELLE CELALUHU
Olduran KAYYÛM Allah, her şey seninle kâim
Güldüren Kayyûm Allah, kul suça olur nâdim
Sadece “Kün” diyensin,zâhirdir gücün dâim
Yüceltmelisin dâim, de CELLE CELALUHU
ESMÂU’L-HÜSNÂ (11)
EL-VÂCİD’sin yâ Rabbi, kim nerdedir bilirsin
Kurtulan yok elinden, aramadan bulursun
Tuzağa tuzak kurar, intikamı alırsın
Ne yücesin Allah'ım, de CELLE CELALUHU
EL-MÂCİD olan Sen'sin, çok boldur Sen'de kerem
Ma’budusun cihânın, kulun Resûl'ü Ekrem
Görülür hep nişânın, ruhlara Sen'sin ikrâm
Ne yücesin Allah'ım, de CELLE CELALUHU
EL-VÂHİD olan Allah, eyleye Ehl-i Tevhîd
Kimse yok Sen'den özge,sadece Sen'sin VÂHİD
Ortağın,eşin yoktur, yok Sen'den başka şâhit
Ne yücesin Allah'ım, de CELLE CELALUHU
ES-SAMED olan O'dur, kulunun yası biter
Gayrıdan ümit keser, pişmanlık daha beter
Gerek yok başka dosta, ES-SAMED Allah yeter
Ne yücesin Allah'ım, de CELLE CELALUHU
EL-KÂDİR olan ALLAH, her şeye gücü yeten
Her şeye kâdir olan, O'dur kulu gözeten
Nur saçıp yüreğine, hidâyetle belleten
Ne yücesin Allah'ım, de CELLE CELALUHU
Kudretli MUKTEDİR’sin, AZÎZ’sin sende izzet
Hüküm senin elinde, Ya Rabb'im Sen'de kudret
Güç senin,haşmet senin, sonsuzdur Sen'de hikmet
Ne yücesin Allah'ım, de CELLE CELALUHU
EL-MUKADDİM olan Mevlâm,Sen en önde olansın
Lütfunu ızhâr eden, ister öne alansın
Öğreten her esmâyı, Sen hep Bâki kalansın
Ne yücesin Allah'ım, de CELLE CELALUHU
ESMÂU’L-HÜSNÂ (12)
EL-MUAHHİR erteler, hesap sonraya kalır
Malik değiliz ki biz, Hakk ne derse o olur
Her ne murâd ederse, istediğini alır
Şükretmelisin dâim, de CELLE CELALUHU
Her şeyde baş ve son var, Allah ise EVVEL’dir
Evvelden de EVVEL’dir, kulun göçü eceldir
O’ndan gelir her karar, hem ebed hem ezeldir
Şükretmelisin dâim, de CELLE CELALUHU
EL-ÂHİR olan O’dur, hedefe giden oktur
EL-ÂHİR bâkî kalan, zatının sonu yoktur
O'ndan gayrısı fânî, Hakk'a dost olan çoktur
Şükretmelisin dâim, de CELLE CELALUHU
Kalp gözüyle bakana, EZ-ZÂHİR aşikârdır
EZ-ZÂHİR’e teslim ol, gülle dolu gülzârdır
İnkâr etmeyen için, Hakk'a deliller vardır
Şükretmelisin dâim, de CELLE CELALUHU
EL-BÂTIN olan ALLAH, canda canı gizleyen
Zâtını göstermeden, kullarını izleyen
Muhlis olan fakire, şöhret verip gözleyen
Şükretmelisin dâim, de CELLE CELALUHU
EL-VÂLÎ O'nun adı, vâlîlerin vâlisi
EL-VÂLÎ Rabbimizdir, her kulunun hâmisi
Kainatın hâkimi, Mübdî’si ve Hâdî’si
Şükretmelisin dâim, de CELLE CELALUHU
EL-MÜTEÂLÎ ALLAH, münezzehtir, öncedir
Muhtaçtır âlem sana, Sen'in zâtın yücedir
İzzetinle şerefin, kimse bilmez nicedir
Şükretmelisin dâim, de CELLE CELALUHU
ESMÂU’L-HÜSNÂ (13)
EL-BERR olan ALLAH'sın, bahşişi bol olansın
Her evlâdan evlâsın, söze sâdık kalansın
Biri veren kuluna, binler ile dolansın
İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU
TEVVÂB olan ALLAH'a, tevbe etsen her dâim
Müstakîm bir insan ol, ibâdetinle kâim
TEVVÂB'a isyan etme, oruçlu olup sâim
İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU
MÜNTEKÎM yoktur sanma, yapma sakın bir zulüm
Mâsum olan kimseye, olmayasın sen zâlim
Mazlumun yanındadır, O en mutlak EL-HAKÎM
İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU
Affeder günahkârı, EL-AFÜVV affı yüce
Hazân oldu baharlar, işlenen günah nice
Tövbeler gecikirse, çözülmez bu bilmece
İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU
Sen RAÛF'u RAHMÂN'sın, şefkatlisin kuluna
Merhametin pek çoktur, acırsın her haline
Efkârı kalpten atar, esirgersin biline
İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU
MÂLİKÜ’L-MÜLK ebedi, mülkündür tek sahibi
Tek kudret-i ilâhi, kudretiyle gâlibi
Sen'sin mülkün MELÎK'i, âcizlerin nasibi
İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU
ZÜ’L-CELAL-İ VE’L-İKRAM, fazl-u kerem Sen'dedir
Maldan ve mülkten değil, bütün şeref dindedir
Azâmet Rabb'imdedir, O'na doğru yöndedir
İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU
ESMÂU’L-HÜSNÂ (14)
EL-MUKSIT olan Sen'sin, adalet kemâlinden
Haberdârsın hâlimden, titrerim celâlinden!..
EL-MUKSIT’sın Allah’ım, korkulur suâlinden
Allah için dâima, de CELLE CELALUHU
EL-CÂMÎ’sin ALLAH'ım, vâr olan seni izler
Toplayıp düzenlersin, Sana varır tüm izler
Cem eden O'dur CÂMÎ’, cesede rûhu gizler
Allah için dâima, de CELLE CELALUHU
Sırlar var hikmetinde, GANÎYY'sin, biz fakîriz
Noksan yok nîmetinde, yücesin, biz hâkiriz
Kulunu kıl bahtiyâr, perîşan hâlde kir'iz
Allah için dâima, de CELLE CELALUHU
EL-MUĞNÎ olan ALLAH, kulunu kılar zâkir
Zenginlik verip kula, dilerse yapar mâhir
İhsân eder cenneti, isterse eder zâhir
Allah için dâima, de CELLE CELALUHU
EL-MÂNÎ’sin ALLAH'ım, isterse engel olan
İstemezse olursun, arzusu hayal kalan
EL-MÂNÎ’dir yıkar ama, isterse mümkün kılan
Allah için dâima, de CELLE CELALUHU
ED-DÂR olan ALLAH'ım, Sen verirsin kısmeti
Cevr ü cefâ verensin, elbet vardır hikmeti
Her ne gelirse başa, kuldur bilmez kıymeti
Allah için dâima, de CELLE CELALUHU
EN-NÂFİ olan Sen'sin, kuluna fayda veren
Boyun büküp duâ et, kulunu O'dur gören
Kurtarır şerden seni, sonsuz nimeti seren
Allah için dâima, de CELLE CELALUHU
ESMÂU’L-HÜSNÂ (15)
EN-NÛR olan ALLAH'ım,Sen'sin varlığın nuru
Nurlandıran kulunu, yaratır cümle vârı
En-Nûr’u yâr edene, O'dur kulun dildârı
Allah için bir daha, de CELLE CELALUHU
EL-HÂDÎ olan Sen'sin, murâda erdirensin
Kulunun tek sahibi, doğru yol gösterensin
Muhammed can tabîbi, Sen ona bildirensin
Allah için bir daha, de CELLE CELALUHU
EL-BEDÎ'sin ALLAH'ım, sanatkârı âlemin
Binlerce âlem kuran, El-Bedî’ yazar kalemin
Her şeye imdât eden, imtihandır elemin
Allah için bir daha, de CELLE CELALUHU
EL-BÂKİ Sen'sin ALLAH, varlığının sonu yok
EL-BÂKÎ olanVEDÛD, Sen'den başka giden çok
Son bulur arzu,ümit, inkârcı geçirir şok
Allah için bir daha, de CELLE CELALUHU
EL-VÂRİS olan ALLAH, kendi yapar tahsisi
EL-VÂRİS olan O'dur, vârislerin vârisi
Mülklerin sahibisin, bilmez kulun hârisi
Allah için bir daha, de CELLE CELALUHU
ER-REŞİD olan Sen'sin,ezelîdir nimetin
Affedip berat veren, ER-REŞİD'tir izzetin
Sırrının yoktur sonu, nizâmın ve hikmetin
Allah için bir daha, de CELLE CELALUHU
ES-SABÛR olan RABB'ım,sabrına yok nihâyet
Kul belâya sabreder, Sen verirsen inâyet
Ben de cennet bulayım,ne olur ver işâret...
Allah için bir daha, de CELLE CELALUHU
LÜGATÇE :
CELLE CELALUHU: Allah ismi anıldığı zaman, hürmet ve tazim için söylenir, ona mahsustur. "Onun şanı ne yücedir." demektir.
"LÂ TAKNETÛ MİN RAHMETİLLÂH”
(Zümer 53)
“Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin
"ZÂR ETMEK: Ağlayıp inlemek
CAHÎM :Kur’ân-ı Kerîm’de yirmi altı yerde geçen cahîm, cehennem için kullanılan yedi isimler (cehennem, cahîm, hâviye, saîr, lezâ, sakar, hutame) içinde cehennemden sonra en çok tekrar edilenidir.
İnfitar Suresinde de geçmektedir.
• NEFS-İ EMMÂRE (kötülüğü emreden nefs)
• NEFS-İ KÂMİLE (kemale ermiş nefs)
• NASUH TÖVBESİ, hemen günahı terk etmek, geçmişte olanlara pişman olmak, gelecekte günah işlememeğe karar vermek ve üzerinde bulunan bir hakkı sahibine ödemek demektir.
ZÂR ETMEK: Ağlayıp inlemek
CELADET / CELÂDET / جلادت
Yiğitlik. Bahadırlık. Kuvvet ve şiddetlilik. Muhkemlik. Salâbet, metânet.
DİLDÂR :Birinin gönlünü almış, çalmış sevgili
99 ESMÂU’L-HÜSNÂ 💖99 KITA
ESMÂU’L-HÜSNÂ (02)
“Lâ taknetû” buyruğun, ne kutlu bir beyândır
Rahmeti ümit etmek, mü'minlere ayândır
EL-MÜ’MİN gözetirse, kurtuluşun o andır
Allah için dâima, de CELLE CELALUHU
Koru ve gözet beni, bizleri gözetensin
Kimsem yok senden başka, MÜHEYMİN, yönetensin
Sükûnet veren sensin, istersen donatansın
Allah için dâima, de CELLE CELALUHU
Her sırra vâkıf olur, sır kalmaz O'na bir şey
Yenilmezler yenilir, virân olur tüm her şey
EL-AZİZ esmâsıdır, yegâne yok hiçbir şey
Allah için dâima, de CELLE CELALUHU
Ağlıyorsan zâr ile, sığın Rabbu’r-Rahîm’e
Firavun'a kalmayan, kalmaz hiçbir zâlime
CEBBÂR olan indirir, zâlimleri cahîme
Allah için dâima, de CELLE CELALUHU
Dünyada kibirlenen, aslında bir cücedir
Bilse ki ahirette, hali nedir, nicedir
MÜTEKEBBİR olan O, azâmeti yücedir
Allah için dâima, de CELLE CELALUHU
EL-HÂLIK olan odur, “Kün!” demesi kâfidir
Her nesneyi yok iken, hep vâr eden BÂRİ'dir
Her ne olmakta ise, hep iznine tâbidir
Allah için dâima, de CELLE CELALUHU
99 ESMÂU’L-HÜSNÂ 💖99 KITA
ESMÂU’L-HÜSNÂ (1)
Rabbimizin has ismi, ALLAH lafzı zâtîdir
Ulûhiyete mahsus, en mübârek, bâkidir
Yüce İsm-i A’zam'ı, en çok yüce mevkidir
İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU
Rahmânu Rahîmdir O, vermekte yok sanana
Bakî olan âlemde, verecek inanana
Sayısız nimetleri, ihsan eden RAHMÂN'a
İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU
Şükretmeyen münkire, ancak dünyada veren
Nimete şükredene, nimetlerini seren
ER-RAHİM O'nun adı, merhameti bildiren
İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU
EL-MELİK olan O'dur, kainat onun varı
Sonsuz olan evrenin, yegâne hükümdarı
Mülk benim diyenlerde, yoktur hiç akıl kârı
İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU
Eksikten münezzehsin, kâdirsin sen görensin
Meylettik mâsivâya, sen istersen verensin
İnâyet eyle bize, EL-KUDDÛS olan sensin
İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU
Selâmet verensin Sen, selâm eden ''ES-SELAM''
İzni olmayan kimse, o gün edemez kelam
Karşı gelen münkirler, iflah olmaz vesselam
İsmi anıldığında, de CELLE CELALUHU